18.04.2008

Tayyip bey sigara yasağı üzerinde niçin bu kadar duruyor?

Sayın başbakanın sigara konusundaki hassasiyeti malumunuzdur. Sigara içen birini gördü mü hemen uyarır. Rivayet odur ki şimdi müsteşarı olan zamanın Batman valisi de makamında yapılan bir ziyaret sonucu gelen uyarı ile sigarayı terk etmiştir.
Sayın Başbakanın bu yol ile çok kişiye sigara bıraktırdığı biliniyor. Bazı danışmanları sigara içmeye devam etse de.
En son Kızılcahamam kampından basına yansıyan özellikle Yeni Şafak ’ın birinci sayfadan verdiği habere bakılırsa vekillerimizi kulislerde sigara içmemesi konusunda uyarmış. Ne güzel bir haslet. Ama ben yine de bu uyarma işini pek garipsiyorum. Koskoca adamlar deve dişi tabir edilir ya işte öyle. İlkokul çocuğu gibi uyarılıyorlar. İşin garip tarafı bu durum haber değeri taşıyor. Magazinleştiriliyor. Bilinçaltlarının ne hale geldiğini varın değerlendirin. Bu sigara meselesi en son yurtdışı ziyareti esnasında basınımızın güzide mensuplarına uçakta verdiği röportajda da yer almıştı. O günlerde yine gazeteleri süslemişti.
Aklımda kalan; Enis Berberoğlu ’na göre bir okul müsameresinde sigarayı rol gereği içtiği, Ergün Babahan ’a göre de rol gereğinin yanı sıra uzun bir süre geceleri tek sigara içtiği şeklinde. Ne güzel, ne güzel.
Sigara konusunda çıkacak yasaları da destekliyorlar. Bu ülkede çıkması beklenen ve desteklenen yasa çok. Bu da onlardan biridir. Milleti kötü ve zararlı alışkanlıklardan kurtarmak lazım değil mi?
TAYYİP BEY GERÇEKTEN SİGARA İÇTİ Mİ?
Bir arkadaşım anlatmıştı. İstanbul Belediye başkanlığının son günleri ya da ayrıldığı zamanlar. Sayın Başbakanın yolu o zamanlar Ankara ’ya düşmüş. Yanındaki arkadaşları ile geziyor. Bir Ramazan günü iftardan sonra arkadaş oğluyla gezerken yolda kendisine rastlıyor. Arabaya binmek üzerelermiş. Çocuk soruyor; Baba bu amca Tayyip Bey değil mi? Arkadaş bakıyor ki ta kendisi. Çocuk hemen baba beni yanına götür de elini öpeyim diyor.
Arkadaş bunun üzerine hemen sesleniyor. Grup duruyor. Tayyip Bey duruyor. Arkadaşımız durumu açıklıyor. Çocuk Sayın Başkanın elini öpüyor. Tayyip Bey de karşılık olarak küçüğün yanaklarından öpüyor. Ve onlar arabaya binip uzaklaşırlarken çocuk babasına dönüyor ve "Baba ağzı çok fena sigara kokuyordu.." diyor.
Ben tahmin etmiyorum ama bundan anlaşılan galiba karşımızda sıkı bir tiryakinin olduğudur.
Gerçekten Tayyip bey sigara mı içmişti?
Aklıma takılan şey;
Acaba Sayın Başbakan çocuğun şahadetine göre bir tiryaki miydi?.
Sigaranın tadını sadece bir okul müsameresinde rol gereği mi tanımıştı?
Yoksa rolün yanı sıra sadece akşamdan akşama uzun bir süre sadece bir sigara mı içmişti?
Gelelim sadede bu konu aslında o kadar önemli değil ama yazılanlar ve çizilenler önemli kılıyor.
Şimdi etik olarak sorulması gereken ve cevabı aranan soru şu: Eğer gerçekten az sigara içiyor idiyse, rol gereği içmişse mülakatlardaki tavır takdire şayan.
Amma ve de lakin boyutlar tiryakilik mesabesindeyse kamuflaj edenin ya da ettirenlerin önemli bir makamın temsilcisine nasıl bir katkı sağladıklarına iyi bakmalı.
Sözün tesiri geliştirilen tavırın alt yapısıyla alakalıdır.
Bilenler bilir sigaraya sonradan savaş açanlar geçmişte onunla sıkı dostluk kurmuşların arasından çıkar.
Derler ki sigara senin için yanıp bitermiş, Hiç sesini çıkarmadan seni dinler, en sıkıntılı zamanlarında sessiz bir dert ortağı olarak dertlerine ortak olurmuş . Ne zaman istersen senin yanında sadık bir arkadaş olarak bulunurmuş.
Bunu sigara içmeyi seven tiryakiler söylüyorlar. Bu arada diğer gazeteleri anladık da Yeni Şafak ne zamandan beri haberleri magazinleştirmeye başladı bileniniz var mı? Gazetenin yönetmenlerinin cemaziyel evvellerine bir baksak mı acaba?
cafesiyaset.com (özel)
2007-11-27 Cafe Siyaset

Hiç yorum yok: