Hukuk(çu )(n)un halkla mücadelesi
Gözümüz aydın Ak Parti ’ye kapatma davası açıldı!!!
Davaya gerekçe olarak ne ararsanız var cinsinden bir sürü şeyin sıralandığının farkındasınız. Bu ülkede adı konulmamış bir savaş var uzun zamandır süregelen…
Kendilerini dizayn edici konumuna koyanlar tarafından…
Adına halka rağmen halk için diyebilirsiniz, zira bu mücadeleyi sürdürenler bunu yıllardır böyle vasıflandırırlar.
Halk için(!) halka rağmen…
Bir şey yaptılar…
Halk için halka rağmen tutumun önce gerekçesini oluşturdular…
Yani gerekçelendirdiler…
Neydi o gerekçe?
Gerekçe laiklik namıyla şöhret bulan devşirme bir terim…
Din ve devlet işlerinin ayrı tutulmasının batı dünyasındaki adı…
Neden?
Çünkü yeni oluşturulan sistem, pozitivist temellere dayanıyordu…
Ve üzerine bina ettikleri yapı da temelde İslam dinini havi din merkezli hukuka dayanıyordu.
Pozitivist sistemin ise meşruluğa ihtiyacı vardı…
Bunu sağlamanın yolunu da Laiklik Prensibini ona dayanak yapmakla oluşturdular…
Gerekçe hazırlandıktan sonra ise artık tahakkümün sınırlarını geniş tutmak o kadar da zor değildi…
İLK KURBAN KİMDİ?
Her tavır, tutum, davranış, söz, fiil bu kapsamda değerlendirilebilirdi…
Nitekim öyle de oldu.
Tek partili dönemde pek de ihtiyaç duyulmayan bu dayanak çok partili sisteme geçildikten sonra Demokles ’in Kılıcı haline getirildi…
27 Mayıs Darbesini, akabinde asılmış başbakanı ve sonrasındaki 10 yılı bir tarafa bırakacak olursak; önce laikliği oluşturup sonra onun savunuculuğuna savunanların asıl rakipleri de siyaset sahnesinde sahne almaya başladı.
``Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği`` iddiasının baz alındığı mekanizma işletilmeye başlandı…
İlk kurban bugün Ak Parti ’ye referans olarak tanımlanan geçmişine temel teşkil ettirilen Milli Nizam Partisi idi…
MNP ’ni müteakip kurulan Milli Selamet Partisi her ne kadar 12 Eylül Darbesinin gadrine uğrayan partiler arasında sayılsa da onun boynuna asılan yaftada da aynı veya benzeri ifadeler göz ardı edilemez.
Asıl gerekçelendirilme ise tam da Ak Parti gibi iktidarda iken geleneğin sonraki versiyonu Refah Partisine açılan kapatma davasında kendisini gösterdi…
İddianameyi hazırlayan Sayın Başsavcı üstelik maksadını aşan ifadeleri de içeren dilekçeyi bütün teamülleri ve usulleri çiğneyerek basın toplantısı ile kamuoyuna ilan etmişti.
Uzun süredir katledilen hukuk, hukuk adına yine kendisi hukukçu tabir edilen insanlar tarafından katlediliyordu…
AK PARTİ KURBAN MI SEÇİLDİ?
Devam eden süreç içerisinde Berlin ’deki hakimleri aratan bir kararın altına imza atıldı…
Sonrasında ise halka rağmen halk için tavrı kendisini gösterdi ve halk kurtarıldı!!!…
Ardından Fazilet Partisi aynı akibete düçar oldu…
Bugün biz farklıyız değiştik nidaları ile aynı geleneğin içinden gelen, ülkenin son beş yılına damgasını vuran ve son seçimlerde aldığı % 47’lik oy oranı ile halkın yoğun teveccühünü alan Ak Parti aynı gerekçeye kurban seçildi…
Laiklik adına bugün de ilahlar(!)a kurban istenmeye devam ediliyor…
``Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmek” kavramının içine doldurulanlara bakacağız…
Neler var diye…
En çok da metastas, habis ur ve benzeri iğrenç benzetmeler var mı? Meraka mucip…
Sonuç olarak halk halkın kurtarıcıları tarafından bir kez daha kurtarılmak isteniyor…
Göreceğiz Türkiye bir Hukuk Devleti mi yoksa bir Hukukçu Devleti mi???
Açılan dava üzerine görüşler beyan edilmeye başlarken timsah gözyaşları dökülmeye başlandı bile…
cafesiyaset.com (özel)
2008-03-16 Cafe Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder