Polemikler
Tüm yönleriyle Azmi Ateş 06 / 09 / 2007 17:20
Azmi Ateş'in AKP'ye girmesine kim engel oldu?
Zaman tünelinde yolculuk yapmayı sever misiniz?Bu aciz kul sever…O halde buyurun sizi kısa bir gezintiye çıkaralım.Dr. Azmi Ateş ismi hafızalarda henüz canlılığını korurken yeniden yadedelim dedik. (Kendileri sabık İstanbul Milletvekili oluyorlar.) Gidişleri, zaman ne getirir bilinmez ama tarihin tozlu sayfalarında yerini aldığını işaret ediyor.
Kendileri son seçimlerde liste dışı kalanlardan. Önce kendilerini kısaca bir tanıyalım isterseniz:1995 seçimlerinde parlamentoya Refah Partisi kontenjanından girmiş, İlişki ağı çok güçlü Birlik Vakfı’nın faal bir üyesi.
Sabık Kültür Bakanı İsmail Kahraman başta olmak üzere dönemin kalburüstü zatı muhteremleri ile hukuku gayet iyi… İstanbul Dükalığı’nın bu cenaha düşen kısmında haliyle itibar görüyor. ‘Adamı ipten alıp ipe veren’ sabık Meclis Başkanı ile de hukuku gayet iyi, aynı dönemde mebus da olmuşlar. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş rivayetlere göre…Gazetelerin tozlu sayfalarına bakınız.. 28 Şubat rüzgârından sonra Yenilikçi(!) ekibin önde gelen isimlerinden…
Cevval muhabirler Abdullah Karakuş (Milliyet), Turan Yılmaz(Hürriyet) ve Radikal gazetesi muhabiri birisi daha vardı, bu üçlünün yenilikçi haberlerinin vazgeçilmez haber kaynakları.Sayın Başbakanın o dönemde yakınlarından.Rivayetlere göre iyi bir organizatör.
2002 seçimlerinde son anda girdiği Ak Parti kontenjanından yeniden mebus ve Meşhur Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı. (Bu konu önemli buna bir çentik atacağız) Nazlı Ilıcak Hanfendi ile ve Sabık kocası Emin Şirin’le hukuk çok iyi. Rivayet o ki Emin Şirin’in vekil seçilebilmesi için yoğun çaba sarfetmiş. (Garibim Emin Bey’in vekil olur olmaz hem gemiyi Hem de Nazlı Hanımı terk edeceğini nereden bilsin)
Acaba Emin Bey Azmi Bey’in liste dışında kalmasındaki etkenlerden biri olabilir mi? Duyduğuma göre Sayın Başbakan’ın Hata Sevap Cetveli tutmada üstüne yokmuş. Başı ağrıtan sebebe neşter vurmak makul değil mi sizce?Kısaca unvan çok saymakla bitmez.
Sonraları RP kapatılmış. FP kapatılmış, uzatmayalım kongre süreci tamamlanmış. Yeni parti yenilikçi(!) kanatta dillendirilmiş, önde gelen isimler ve geri plandakiler faaliyetlerini hızlandırmış.Azmi Bey faaliyetin tam ortasındayken ne olduysa kenarına düşüvermiş.Rivayet odur ki sadakat ifade etmesine rağmen sürekli geri planda kalmış.Ak Parti kurulmuş kenarda, Parti tam gaz seçime gidiyor. Hareket yok. Meraka mucip bir hal ama ser verilir sır verilmez bir hal. Acep ne ola ki???
Tayyip Bey başdöndürücü bir hızla hummalı bir şekilde çalışıyor. Yanındakiler de öyle ama bazıları kenarda. Mesela Cemil Çiçek de öyle. İsmini andım çünkü birazdan aktaracağım anekdotta Azmi Bey’le beraber aynı karede yer alacaklar.Sonraları seçime girmeye sayılı günler kala kenarda kalmaya devam eden Azmi Bey (Allah Allah ne oldu ki acep?) Ak Parti’ye davet edilmiş Sayın Çiçek’le beraber.
AZMİ ATEŞ’İN AKP’YE GİRİŞİNE KİM KARŞI ÇIKTI?
Bakın burası çok ilginç isterseniz iki kez, isterseniz tane tane okuyun. Ama sindirerek okuyun. Rivayet o ki: Ak Parti MKYK’da davet edilen iki zatı muhterem partiye katılım hususunda üyeler tarafından oylanmış. Dr. Azmi Ateş bütün üyelerin oybirliği ile (Tayyip Bey hariç çünkü o karşı çıkmış) partiye kabul edilmiş.
Ne de olsa lobi güçlü ve kantarın topuzu henüz ağır basmıyor.Listeler belli olduğunda üçüncü sırada olduğunu öğrenince yerini beğenmediği de gelen rivayetler arasındadır. Bulunmaz Hint Kumaşı olmak nasıl bir şey oluyor ki? Anlayamadım gitti. Ah Osmanlı ah Kaht-ı Rical deyimini kayaya kazır gibi beynimize, ruhumuza kazıdın.
CEMİL ÇİÇEK OYLAMASI NE OLDU?
Cemil Bey’e gelince oylama sonucunu vermeyeceğim.Polemik konusu olmasın!!!Ama şu kadarı yeter; yılların kurt politikacısı bol unvanlı Abdulkadir Aksu’nun yıkılmaz bir kale gibi direnişi ve ısrarıyla katılımı gerçekleşmiş.
Gel zaman git zaman seçimler oldu yeni dönem yeni bir sayfa beklentiler beklentiler beklentiler…Beklenti herkesin kursağında bir kavurga gibi durur ama herkesin nasibine nazırlık, mansıp, makam düşmez. Küsmece darılmaca yok. Mebus sayısı memdut ama makam ve mansıp mahdut. Her neyse demokrasilerde çare tükenmez…
AZMİ ATEŞ’İN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR
Al sana kısa süreli de olsa Komisyon başkanlığı…Yıldızın yeniden parladığı anlar!!!!!Hem de ne komisyon adı sanı öyle yenilir yutulur lokma değil. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanlığı.
Öyle ki Yüce Divan’a faaliyetleri sonucunda kapı açıldı. Sabık Başbakan, sabık bakanlar yargılandı. Ülkede uzun bir süre gündem belirledi. Sayın Mesut Yılmaz yargılama sonunda sonucu müphem bir girdaba sürüklendi. Bir ceza alan oldu. Beraat edenler oldu. Komisyon tarihe adını yazdırdı.Gelenektir bu tür komisyonlar tarihe Başkanlarının adını da altın harflerle yazdırır.
Mesela TBMM Fail Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu, Uğur Mumcu Cinayeti Araştırma Komisyonu Başkanı Ersönmez Yarbay. Meşhur Susurluk Komisyonu ve Başkanı Mehmet Elkatmış.Öyle ya da böyle bu komisyonların ilgi alanına giren en küçük bir mesele dahi Başkanının kapısının aşındırılması için yeterli bir sebeptir.
Dile kolay Sadık Bey’in Komisyonu 1994 yılının ürünüdür. Hatta O komisyonun raportörü olan Kemal Çevik sonraları Emniyet Genel Müdürü olmuş, DYP’den vekil olmuş parlamentoya girmiştir.Ersönmez Bey hakeza öyle. Vekil olmadıkları dönemler de bile kapıları çalınırdı.
Gelelim TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonuna ve Başkanına isimlerini tarihe yazdırdılar. Ama arkasından gelen Yüce Divanların gölgesinde kayboldular.Komisyon Başkanı nerede hata yaptı dersiniz??? Başkanlığı süresince gerek basın mensuplarına ve gerekse başkalarına takındığı tavırlar olumsuz etki yapmış olmasın? Anlaşılmaz bıktırıcı ve yıldırıcı bir tavır, aynı hücrede zorunlu ama geçici birliktelik gibi!!!
NİÇİN LİSTE DIŞINDA KALDI?
Acaba geçtiğimiz süreç içinde takınılan tavır liste dışında kalmanın sebebi olabilir mi?Unutmadan eskiden bir de Kamran İnan başkanlığında kurulmuş olan nev’i şahsına münhasır bir Diyalog Grubu vardı ve Sayın Ateş o grubun da üyesiydi. Peki şu anda kimlerle diyalog halindedir? Prof. Ünaldı Hoca ile Prof. İrfan Gündüz Hoca ile Sayın Arınç ile ve de hatta Sayın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanımız ile ve daha niceleri ile diyaloğunu sürdürüyor mudur?Sayın Başbakan ile sürdüremediğini zikretmek zaid olur.Zira sonuç ortada. Aslında diyalog çok önceden kopmuştu, bu arada lobi zayıflamış ve kantarın topuzu da ağır basmış demek ki!…
KIYIKLIKLA DA ARASI BOZULDU MU?
Gelen rivayetlere göre Azmi bey, yakinen tanıştığı, Sabık Bağcılar Belediye Başkanı, çiçeği burnunda İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık Bey’in seçim çalışmalarına da katılmamış.Denilen o ki seçim süresince Ankara’nın dışına adım atmamış. Hatta TBMM ile evi arasında mekik dokumuş…
Geçmişte teşriki mesaide bulunduğu gazetecilerin unutamadıkları arasında güzel bir hatıra olarak kubbeye hoş seda bırakanı ise; en içten duygularla ifade ettiği karşılaşma anında ‘Hayatım, Canım Nasılsın?’ Ayrılırken de ‘Seni öpüyorum, Seni kucaklıyorum’ Ya da ‘Birgün beraber bir yemek yiyelim’ ifadeleridir.
Allah var. Yemeğe davet ettiğinde masada her zaman sürpriz olurmuş.Herkes kendisinin yalnız davet edildiğini sanarmış ama masa genellikle kalabalık olurmuş.Tabi sohbet ortamı kaynar gündem önemli ise o kalabalıkta Sayın Ateş’in kıvrak zekasıyla kaybolur gidermiş.
Zaman tüneline girmiştik ama tünelin ucu bizi buralara getirdi Sevgili Kariler…Bakın Ünaldı Hoca’nın da adı geçti. Onunla ilgili izlenimleri de bir başka zaman değerlendirmeye alırız inşaallah. Onun da interestik bir çizgisi vardır. Ders çıkarıla…Dedik ya Başkanın adamları diye… Başkanın adamı çok.
Klavyenin tuşlarına dokunmuşken devam etmek lazım di mi?
cafesiyaset.com (özel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder