18.04.2008

Ak Partiyi kapatma davası sadece bir partiyi kapatma davası mı?

Biz ironi yapmayı seviyoruz.
Yazılarımızda genellikle işlediğimiz konuları ironi yaparak ele alıyoruz.
İroni yaparak karşılaştığımız tuhaflıklara karşı tutum belirliyoruz…
Ama ironi yapmak şu an ülkenin karşı karşıya bulunduğu meseleler ile ilgili farklı bir bakış açısı getirmemize mani teşkil etmiyor…
Ülkenin gündeminde açıldığı günden beri ilk sırayı işgal eden Ak Partiyi kapatma davası sadece sıradan bir parti kapatma davası olarak değerlendirilebilir mi?
Bize göre hayır zira bu bir yanılsama olur…
Davanın serencamına dikkatli bakıldığında öyle değerlendirilemeyeceği anlaşılır.
Bir özeleştiri yapmak gerekirse biz bazı kişilerin sözlerini ve tavırlarını ön plana çıkarmakla kolaycılık yapmayı tercih ediyoruz.
Halbuki tabloya bir bütün olarak bakıldığında resimdeki birkaç eskizin ele alınmaması ve bir figür olarak görünmesi gerektiği daha iyi anlaşılıyor…
Nedir bu davanın serencamı diye bir soruya nasıl cevap verilmeli???
İşin künhüne ermek için yapılması gereken geçmişe uzanıp izleri takip etmekten geçmektedir…
Aslında bu dava bir partiyi kapatma davası değildir…
Zaman zaman sapma ve yoldan çıkma emareleri gösteren milletin yeniden sistemin kurucu zihniyetinin anlayışı çerçevesinde güdülme davasıdır…
İzleri aramaktan söz etmişken, nasıl ve nerede arayacağız ya da nasıl iz süreceğiz?
İz sürmek için geçmişte yaşanan bazı olaylara bakmamız ve bazı olaylara dikkat kesilmemiz sanırım bize ipuçları verecektir…
Bu durum, vasıflarını saymaya dahi değer bulunmayacak olan bir yazarın aşağıdaki ifadesinde kendini bulmaktadır.
"Kapatma davası açılması, üstüne bir de ekonomik kriz, Türkiye hem ekonomik hem siyasi olarak biraz karışırsa umut doğabilir..."
Neyin umudu diye sormaya gerek yok… 83 yaşından sonra bile burnu hala kan kokusu alan bir insana soru sorulmaz…
Onun okulundan mezun olanlara gelince onlar fırsatı ganimet bilerek patronlarına böyle daha iyi hizmet edebilecekleri düşüncesiyle kalemlerinin ucunu sivriltiyor…
Bu davanın geçmişteki izleri ise birçok olayda aranabilir…
Çok partili hayata geçiş kırılma noktasını oluşturmuştur…
Malumunuz 27 Mayıs ihtilali yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur.
Bundan sonra iz sürelim ve arayalım…
Nerede aranmalıdır?
1964 yılında dönemin Başbakanı İsmet İnönü ’ye düzenlenen suikastta aranmalıdır.
Talat Aydemir ’in idamında aranmalıdır.
Süleyman Demirel ’in Adalet Partisinin başına gelmesinde aranmalıdır…
Şapkasını alıp giden Demirel ’in neden her defasında şapkasını alma kolaycılığını seçmesinde aranmalıdır…
Bugün geldiği yaşta ve bulunduğu icra makamlarında nasıl bir fonksiyon yüklendiğinde aranmalıdır…
İcra makamlarını bırakma zorunluluğundan sonra fahri olarak üstlendiği misyonda aranmalıdır.
9 Martta cunta teşebbüsünde bulunulmasına cüret edenlerin zihniyetinde aranmalıdır…
Milli Nizam Partisinin kapatılmasında aranmalıdır…
Bu ülkede bazı mütefekkirlerin yazı yazmaktan vazgeçmesinde aranmalıdır.
Ülkemizin yaşadığı 1999 Depreminden sonra olağanüstü hal ilan edilmesi için zorlayanların neden olağan üstü hal ilan edilmesini istediklerinde aranmalıdır.
Ahmet Necdet Sezer ’in adının durduk yerde birden bire Cumhurbaşkanlığı için ön plana çıkmasının gerisinde yatan saiklerde aranmalıdır.
Bir generalin gerek deprem sonrası gerekse ANS ’nin cumhurbaşkanı olduğu süreç öncesi ne tür girişimlerde bulunduğunda aranmalıdır…
12 Eylül sonrası meydana gelen siyasi cinayetleri kim hangi saikle işledi cümlesinde aranmalıdır.
Çetin Emeç cinayetinde, Muammer Aksoy cinayetinde, Turan Dursun cinayetinde, Bahriye Üçok cinayetinde aranmalıdır.
Zira bu cinayetlerin her birisi işlendiğinde ülke hassas dönemlerden geçiyordu ve her bir cinayet, cinayetleri işleyenlere ülkenin kaderine el koyma teşebbüsleri için gerekçe oluşturmaya yetiyor da artıyordu…
28 Şubat sürecinde oluşan zihniyet neticesinde bunlar kaç kişi 6 milyon mu 7 milyon mu şeklinde gözü kara bir tavır sergileyenlerin oluşturmak istedikleri kapkara vahşet tablosunda aranmalıdır…
Ak Partiye kapatma davası her şeye rağmen gözü kara bir zihniyetin zaman ve konjonktürün değişmesiyle daha ehlileşmiş bir strateji takip etme sanatıdır…
cafesiyaset.com
2008-04-02 Cafe Siyaset

Hiç yorum yok: