Abi sen muhteşemsin!!!
Bütün hücrelerinle yazmışsın bu geçtiğimiz Pazar yazısını…
Veda yazısı desem benzemiyor…
Tatile çıkan birisinin yeniden görüşmek üzere diye temenna selamı verdiği türden desem ona da benzemiyor…
Yani ne desem bilmem ki???
Sen şaka mı yapıyorsun?
Pazar günü yazdığın yazılardan birisi değil bu yazın umarım!!!
Tamam Pazar günü yazmışsın ama Pazar yazısı demek istedim anla işte…
Tamam bizim irabta yerimiz yoktur ama ne de olsa bir iki yazımıza konu oldun…
Abi her şey var bu yazında…
Bu kadar kısa bir yazı ile birçok şeye değinmişsin…
Ama her zamanki gibi insanın içini burkan bir boşluk bırakmayı başarmışsın(!)
Neye vurgu yaptığını tam olarak anlayamadım!!!
Biraz açar mısın diyeceğim ama çekip gitmişsin…
Hadi diğer değinilerini bir kenara bırakalım…
Ne olacak şimdi bu memleketin hali?
Biz seni ve senin gibileri memleketin gerçek sahibi bilirdik…
Ne demek şimdi “Memleketi gerçek sahiplerine bırakıyorum”
Niye böyle bir cümle???
Üstelik de son cümle babından oldu mu şimdi???
Sen gidersen senin yazdıklarından kendisine konu üretenler ne yapacak hiç düşündün mü bunu?
Bak Kekeç Kardeşimiz arkandan baka kaldı…
Şahsen bu yazıyı yazarken ben aciz kul bile bir oradan bir buradan rast gele klavyenin tuşlarına dokunuyorum…
İrticalen aklıma gelenleri yazıyorum…
Veda yazın(!) aslında her zaman ki üslubun ile yazılmıştı…
Ama buna rağmen gol atarak futbola veda eden bir duayen futbolcu tavrı vardı üslubunda…
Senin gibisi gelmemiştir bu matbuat alemine…
Abi (özür dilerim sana abi demekle haddimi aşmış olmuyorum umarım) nasıl bu kadar kıvrak figürleri kelimelere çevirebiliyorsun.
Resmen tablo çizmişsin…
Bunu öğrenme şansımız olacak mı?
Hakikaten şaka yapmıyorsun değil mi?
Bakma şu anda henüz kimsecikler gidiş kokan yazın ve senle ilgili kalem oynatmamışsa bu şaşkınlıklarındandır.
Şok geçiriyorlardır…
Dut yemiş bülbül tavrı vardır…
Hele bir şoku atlatsınlar.
Sen gör arkandan ne methiyeler, ne ağıtlar, ne ….
Söylemeye dilim varmıyor…
Ama Emin Çölaşan ’ın yazacaklarını şimdiden heyecanla beklemeye başladım…
Ne de olsa ipini çektin ve hoyrat bir tartışmanın kapısını araladın…
Kaynayan bir kazanın kapağını kaldırdın…
Ahı mı tuttu ne?
Bir de Fehmi Koru ’nun yazacaklarını merakla bekliyorum?
Tamer Korkmaz da bir şeyler yazar her halde…
Ve daha başkaları…
İnan gidişin bile olay olacak desem yanılmış olur muyum bilmem…
Hani la teşbih ve la temsil ölünün arkasından bir iki kelime edilir ya…
İyi bir benzetme olmadı belki ama senin gibisi gelmediği için senin ardından yazılacaklar da şanına uygun olmalı diye düşünüyorum?
Ama bak tekraren ifade ediyorum…
Senin bıraktığın boşluğu kimse dolduramaz…
Senin varlığın ve yazıların hakikaten matbuat aleminde bir çok kaleme ilham kaynağı idi…
Yazarken travma yaşattın bir çoklarına…
Giderken travma yaşattın…
Gittikten sonra bile travma yaşatacaksın bazılarına…
Seni mumla arayacaklar…
Sadece polemik konusu oluşturdukların değil senin yazılarınla güne başlayanlar da seni arayacaklar…
Ekim ayı falan diyorsun ama şahsen benim inanasım gelmiyor…
Senin bu gidişin pek hayra alamet değil ama???
Bunun kokusu yakında çıkar…
Her neyse biz bekleyelim…
Sen Emin Çölaşan gibi yapmazsın bilirim.
Senin üslubun farklıdır…
Ne de olsa tabaka ve katman farklılığı vardır sen de.
Sen neyi ne zaman söyleyeceğini bilirsin…
Abi yazın hakikaten muhteşemdi…
Senin gibi üslubu nevi şahsına münhasır birisi böyle bir ben gidiyorum yazısı yazabilirdi…
Böyle bir yazıyı yazmakla bu alanda bile ne kadar farklı olduğunu gösterdin ya…
Sana helal olsun…
Helal kavramını kullandım zira senin son cümlelerin şapka çıkarttıracak cinstendi.
O ne öyle irticai havalar kokan cümleler???
Ama öyle bir harmanlamışsın ki?
Kusura bakma bir oradan bir buradan…
Bir şeyler yazıyorum ama inan ki karmakarışık duygular başka nasıl aktarılır bilemediğimdendir…
Allah var gençliğinde edebiyat yazıları yazman sonradan alan değiştirmiş olsan dahi bu yazında edip kişiliğin buram buram kokuyor…
Sana kaotisyen falan demiştik… Biz şimdi kime diyeceğiz bu sözü?..
Resmen bizi ofsayta düşürdün…
Yine havada kalan bir soru???
Hakikaten neden gittin???
Yoksa bizim bilmediğimiz başka şeyler mi var???
Gazetecilik başka şeylerle karıştı da suya sabuna mı dokundun?
Yoksa tanrılar(!) kurban istedi de kendini feda mı ettin???
Yahu bu dünya bir acayip…
Kimseyi memnun edemiyorsun…
Ha unutmadan bir ödül töreninde Patronun Aydın Bey ’in karelere yansıyan yüzünü gördüm.
Hiç gülmüyordu.
Senin gidişinle ilgisi yoktur umarım…
Ne dersin?
Şu kapatma davasının yaptıklarına bak ucundan kıyısından yavaş yavaş birilerini sürüklemeye başladı…
Arkası nasıl gelecek acaba???
Kasırga oluştu mu önüne kattığını içine çekermiş…
Hele bir de bizde ki gibi kasırga oluşmuyor da oluşturuluyorsa kimi önüne katıp sürükleyeceğini kim tahmin edebilir ki???
cafesiyaset.com (özel)
2008-04-15 Cafe Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder