Bürokratlar malumunuz konumları gereği siyasilerle aynı karede sık bulunurlar. Kim ne derse desin siyaset ve bürokrasi hep iç içedir.
Bakmayın siz öyle bürokratın siyasetle, siyasilerle işi olmazına falan…
Et ve tırnak gibidir kendileri…
Gayrısı boş laf…
Her devir böyle olmuş.
Hele yakın geçmişimizi bir düşünsenize???
İllerin valileri yöneticileri aynı zamanda o illerde Tek Parti iktidarlarının parti temsilcileriydi.
Sadede gelelim…
Geçenlerde kahramanlığı ile meşhur ilimizin kurtuluş günü kutlamalarında bir bürokrat dikkatlerden kaçmadan bazı gözlere ilişivermiş.
Fotoğraf karesinde Sayın Cumhurbaşkanının arkasında iyi bir fon oluşturuyormuş
Vekil olsa, İlin protokolünden olsa anlarım diyeceğim ama Ankaralardan oralara gitmek insanın aklını kurcalıyor. Acaba diyorsun kendi kendine eskiden de bu arzu, bu iştiyak var mıydı???
İçten içe parlayan bir kor ateş gibi ihmal edilmeden bu güzel günün coşkusunu her yıldönümünde memlekete kadar giderek yad ediyor muydu diye sormadan edemiyor insan…
Yine acaba diyorsunuz kendi kendinize ortada bir hedef var da bir adım daha mı yaklaşılıyor!!!
Laf lafı konu konuyu açıyor.
Hatıralar , anekdotlar, fotoğraf kareleri zihni açıyor, beynin kıvrımlarına envai çeşit düşünce ve de fikir parçacıkları tutuşturuyor.
Fotoğraf kareleri dediysek 13 Şubat tarihli ulusal(!) gazeteleri işaret ediyoruz…
Bürokrasiden siyasete yol uzandığını artık bilmeyen yok. Kimisi siyasi parti liderlerinden açık davetlerle bu yola girer. Bu bilinen bir şey. Ve bir tür aristokratik duruşu simgeler bu hal… Halk tepeden inme bu hali hoş karşılamasa da emirin demiri kestiği yerdir burası…
Seçildikten sonrası ise vekilin bölgesi ile ilişkisine bağlıdır.
Davetiye çıkarılanlar daha çok teknokrat tabir edilen profillerdir.
Rahmetli Adnan Kahveci , Yusuf Bozkurt Özal liste biraz da olsa uzar.
Bir de bu sınıfın dışına taşan profiller vardır.
Alaylı olarak da tarif edebilirsiniz onları…
Liderlerin ve parti yönetiminin ilgisi bölgesine koyduğu ağırlıktan geçer.
Cumhurbaşkanı ile aynı karede demiştik ya henüz vekil değil ama şu anda bürokrat kendileri.
Taze, dumanı üzerinde tüten seçimde ise aday adayı idi yanılmıyorsam.
Aday ve de vekil olamadı ama aday adaylığı makamı getirdi.
Eskidende makam sahibi miydi bilmem ama bir STK ’nın başkanlığından hatırlar gibiyiz kendilerini…
Yanılmıyorsak o günlerde STK başkanlığı vekil olarak millete hizmet aşkına terk edilmişti…
Anlaşılan yol bazı STK ’lardan değil de yine kamuda bazı makamlardan geçiyor!!!
Memleketindeki etkinliklere, kurtuluş günlerine protokol seviyesinde katıldığına ve ülkenin kalbi sayılan bir kurumda makam sahibi olduğuna göre artık yatırımlara başlayabilir.
Hele hele kendinden önceki makam sahibi makamın ve geçmiş hizmetlerinin semeresini almış vekil olmuşsa ve aynı kurum kendi bürokratlarından üç tanesini bölgelerinden vekil yapmışsa çiçeği burnunda bürokratın da yolu memleketi ile ilgiyi sıcak tutmaktan geçecekse şimdiden yatırımlarını iyi yapmalı.
Ki arz talebi getirsin.
Talep arzı getirsin mi demeliydik yoksa???
Yatırım ve memlekete hizmet falan denince aklım karışıyor hep…
Bir bürokrat mevcut kurumundaki iş yoğunluğundan(!) vakit bulup da nasıl seçim bölgesine –özür dilerim kendi ili ile ve hemşerilerine diyecektim- zaman ayırabilir.
Bürokrat düşünür, mütefekkir birisinden bahsederlerdi. Emekliliği gelmiş. Kızak sayılır bir makamda… Sabah gider akşam dönermiş…
Şimdi emekli olsa Ankaranın göbeği sayılan bir yerde sekreteri de olan bir büro düşünün ara ki bulasın!!!
Elbette zor bulunur.
Ama devletimiz sağolsun mevcut imkanları iyi değerlendirilmeli değil mi???
Bir koltukta iki üç karpuz falan derler ya hani, tuhafıma giderdi.
Evet!!! Bu tür hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bürokratları görünce inanın ki gözleri yaşarıyor insanın!!!
Doğruluğunu ispat ediyorlar…
Seçim bölgesi geçtiğimiz dönemde kendini iyi yeniledi ve kırılgan bir yapıya sahip.
Allah var her ilçe başlı başına bir il gibi gözüküyor…
Hizmet aşkı hiç sönmesin. Bölgesi ; aktarılanlara göre kaynayan bir kazana benzermiş…
Kurtlar sofrası…
Ama Allah var bahsi geçen mezkur kurum her dönem ya vekil vermiştir ya da aday adayı. Vekiller hizmet kervanına katılırken aday adayları da bunun karşılığını bir üst makam ile ödüllenerek almışlardır.
Al gülüm ver gülüm…
Bir önceki kurum başkanı rivayete göre çok cömert davranırmış.
Cömertlik potasına önceden girip de son halkada bir önceki makam sahibinin vekil olmasıyla yükselen de bahsi geçen bürokratımız olmuş.
Bölge vekillerine bizden hatırlatması potansiyel rakipler bazen burnunuzun dibindedir…
Adrenalin seviyesi seçim zamanlarında yükselir , seçime de daha çok var demeyin…
Sayılı günler çabuk geçer.
Üstelik sever geçer…
Rehavete kapılmamak lazım değil mi?
Şu TBMM gerçekten çok renkli bir yer…
Ülkemizin her rengini, her katmanını her şeyiyle iliklerine kadar yansıtıyor…
Bir çok gönlün sultanı!!!
Aşk ateşinin korlandığı yer…
2008-03-04 Cafe Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder