Cebinde 'akrep' taşıyan siyasetçi
11 / 09 / 2007 11:15
Bir gün bir meclis çalışanından dinlemiştim. Şu anda hatırı sayılır bir makamı işgal eden bir zatı muhteremden söz açıldı. Kendileri önemli bir parti genel başkanının yakın akrabası... Eğitim camiasında uzun dönem bulundu...Daha sonra da bir uçan halının üzerine binerek parlamentoya girdi...
Emektar derin bir iç geçirdi. Aaah dedi; bu burnu havada yürüyen adam var ya, bu geçmişte bu kapıları az aşındırmadı, bizimle beraber şu sandalyelerde az çayımızı içmedi. O zamanlar bakanlıkta şube müdürüydü. Dönemin Meclis Başkanvekili Kadir Ramazan Coşkun’un yanına sık gelir giderdi. Görüşebilmek için saatlerce otururdu buralarda.
O zaman biz ona şöyle derdik: "Abi aslında sen tam milletvekili olacak adamsın." Biz öyle deyince pek hoşuna giderdi. Sanki hislerine tercüman olmuşlar gibi zatı muhterem: Ben vekil olursam ekibi sizlerle kuracağım, seni danışmanım yapacağım, seni yanıma alacağım, sizlerle çalışırım başkasıyla çalışmam. dermiş. Gel zaman git zaman meclise her ziyarette görüşmeler sürmüş, hal hatır sormalar çay içmeye gelmeler.
Meclis'e girmenin en kolay yollarından birisi içeride tanıdıkların olmasıdır. Giriş kapısına bir isim bırakırsın, falan falanın ziyaretçisidir diye kapılar ardına kadar açılır. Ziyaretçi yasağı hak getire..
Bizim zatı muhterem işi biliyor.
Zaten işbilirlik onu öğretmenlikten şube müdürlüğüne zıplatmış. Gelsin daire başkanlığı…Daire başkanlığı döneminde terör estirdiği gelen rivayetler arasındadır.Bu arada makam değiştikçe hem çevre gelişmekte hem de çevre değişmektedir. Eski dostların bir kısmı dışarıda kalmakta yeni ve güçlü dostluklar edinilmektedir.
Mesela şu anda arasının pek de iyi olduğu söylenemeyen bir siyasinin bakanlığı döneminde Genel Müdür Yardımcılığı ünvanını da almıştır. Şu anda arası neden iyi değil diye kafalara bir soru düşebilir. Neden olacak a canım? Siyaseten Sabık Bakanı kendilerine rakip oluyorlar. Ve ardından Genel Müdürlük… Tabi ki bu makam bakanlık değiştirerek oluyor.Bu arada bu basamak yükselmeler hep farklı hükümetler zamanında olmaktadır.
Bazıları ballı mı? Her devrin adamı mı?
Her kabın insanı mı? Meziyeti çok, aranan adam mı? Varın siz bulun? Ardından görevden alınmalar. Nedeni tabi ki hükümet değişikliği.Ama görevden alınsa da bir sonraki hükümette kollanmaya devam. Sonra yeniden makam.Arkasından ver elini mebus adaylığı veee final hayal edilen yer TBMM.
Derler ki kendisinin bürokraside yardımcısı olan vatandaş mebusluk yolunda greyder rolü üstlenerek yol açmış..
Bu tipler çok ilginçtir. Durakta hiç beklemezler. Her zaman gelen ilk otobüse binerler. Ahde vefa anlayışları kendilerine göredir. Hesap adamıdırlar. Yakın çevre ya da menfaat umdukları yerde aslan kesilirler, diğer kesime gelince lütufta bulunurlar. Kendileri söz konusu olduğunda her kapıyı çalmalarında bir sakınca görmezler. İş bitince artık kapı kapanmıştır. Eğer tanırsa seni öp başına koy. Emektar Meclis çalışanı derin iç geçirirken bundan söz ediyordu. Vekil oldu geldi bizi tanımadı hayırlı olsuna gittiğimize bin pişman olduk demişti.
Danışmanlık sözü verdiği zavallı ise dört ay kapısında beklemiş ve sonra lanet olsun diyerek çekip gitmiş. Hizmetindeki bazılarının en çok bozuldukları şeylerden bir tanesi de bizi sinek gibi görüyor demeleriymiş. Yanımızdan geçerken varlığımız da bir yokluğumuz da bir diyorlarmış. Halbuki bu makamlardan niceleri geldi geçti derlermiş.
Otuz yıllık hukuku olan bir iki arkadaşına daha denk gelmiştim huzura girdiklerinde en çok zorlarına giden tanımamazlıktan gelen tavırlar ve yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen zamanların hiç hatırlanmamasıymış. En büyük özelliklerinden birisi gelen seçmeni önce iyi bir azarladıktan sonra ilgilenmesiymiş. Buna rağmen geleni gideni hiç eksik olmazmış.
Elden bir şey gelmez bizim siyasi arenada bu tipler her zaman revaçta bu siyaset tarzına ne ad koyarsanız koyun ister taşra tipi deyin ister tırnak içinde köylülük deyin ama maalesef boya bu…Bu siyasetçi üzerinde biraz dikkatimi yoğunlaştırınca her siyasi çizgiden, her etnik yapıdan ve her çevreden çok ilginç bir ilişki ağı birbiri ardınca tepeme üşüşmeye başladı. Öyle geniş bir portföy görmedim. Hele hele bürokraside.
Doğrusu şapka çıkardım.
Adamın yeniden mebus olmasına hiç şaşmamalı. Yürüyüşünü bir görseniz küçük dağları ben yarattım dercesine yolları arşınlıyor. Ne yaparsınız? Bu ülkenin siyasetini şekillendiren tipler arasında böyleleri de var.
Devlet imkanı gani. En büyük özelliği tüyü bitmemiş yetim hakkını dillerinden hiç düşürmemesiymiş. Ama seçmene ve kendisinden talepte bulunana… Kendisine sunulan imkanlar ise müktesep haktır(!). Hem kendisine hem eş dost çevresine…Cebinde akrep varmış bu tip ağırlanmayı da çok severmiş. Allah var ağırlamak için sıraya giren de çokmuş hani.
Seçmeni sıradan ise maiyetindeki ile yemeğe gönderirmiş. Yanındakine paran var mı diye sormazmış. Misafir kallavi ise bir çorba içmeye kendisi götürürmüş. Seyahat seçim bölgesineyse yanındakiler yaşarmış eğer başka bir taraf ise ve karşı taraf masrafları karşılamıyorsa maiyetindekiler köşe kapmaca oynarlarmış.
Hesap adamı iseniz sevgili karilerimiz ilişkilerinizi düzenlerken size iyi bir örnek sunduk. Zihninizi perdeleyerek bir makama gelinceye kadar kendinizi gerçek kimliğinizle saklamayı başarırsanız. Gelsin makamlar mevkiler. Tabi başka kaygınız yoksa, başka kaygılarla mış gibi gösterip makam arzularınızı gemleyebilmişseniz.
Yalnız çok kapı aşındırmayı bilmeniz gerekmektedir; ayrım yok her kapı!!!
Bastırılmış duygu sahibi olmanız şart. Kendinize hedef koymalısınız.
cafesiyaset.com (özel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder