Köşe yazarları ile ressamlar arasındaki benzerliği hiç düşündünüz mü?
Evet aralarında ilginç benzerlikler var.
Köşe yazarları kalem kullanıyor. Eskiden daktilonun tuşlarına dokunurlardı ama şimdilerde bilgisayar klavyesi artık daktilonun pabucunu dama attı.
Eski tüfeklerin bazıları hala yazılarını kalemle yazıp, bilgisayara aktarma işini başkalarına yaptırsalar da artık onların nesli de yavaş yavaş tükeniyor.
Ressamlara gelince malumunuz onların elinde fırça var hoş kara kalem çalışma yapanları olsa da ana malzeme fırçadır.
Kendileri iyi fırça atarlar.
Modern zamanlar onlarda da açılım sağladı. Artık fırça yerine ellerini kullanarak değişik figürlere ve tablolara duygularını boyayı fırlatmak suretiyle yansıtan yeni nesil ressamlar var.
Zaman içinde ressamlara bir sürü isim verildi.
Resimleri bu çerçevede değişik isimlerle anıldı.
Ünlü ressamlardan ilham alınarak sanat akımları oluşturuldu.
Tabiat, insan, ve kainatta ne varsa resmedildi. Hatta ve hatta hayal dünyası bile resime dönüştürüldü.
Ressamlar duygularını ruh hallerini tuvallere, tablolara; bazıları duvarlara bile yansıttılar.
Fazla uzattım galiba… Bu kadar bilgiçlik yeter. Gelelim konumuza…
Malum, malzeme varsa ürün var. Bu malzeme köşe yazarlığında da ressamlıkta da hem içeriden hem de dışarıdan temin edilir.
Yani yazılar ve resimler ruh hallerinin dışarıda ki verilerle yazarın ve ressamın makalesine ve tuvaline yansır.
Piyasada ressam çok yazar ve yazar olma heveslisi de çok.
Her ikisinin de amatörleri ve profesyonelleri mevcut.
Her iki tarafın da hayal dünyaları geniş. Arzular şelale…
KÖŞE YAZARLIĞINI VE TİCARETİ BİRLİKTE YÜRÜTENLER
Ün, şan şöhret kolayına yakalanmaz.
Yakalandığı zaman ise ressamların ünü kolayına kaybolmaz.
Lakin köşe yazarlığında karizmayı çizdirmek her zaman an meselesidir.
Hoş kişiliğe göre karizma çizilse bile hiçbir şey olmamış gibi mesleğini sürdürenler daha çok bu familyada hayatını sürdürür.
Her ne kadar köşe yazarlığı ile ticareti bir arada yürütenler olsa da bunlar mutlu azınlık kategorisinde sayılmalıdır.
Bizim basın camiasında türünün her örneğine çokça rastlamak da mümkündür.
En bariz özellik arz edenleri ise üç kategoride sıralanabilir.
Engin bilgi birikimi ve araştırmacılıkları ile öne çıkanlar vardır. Bunlar araştırmacılığında önemli örneklerine imza atarlar. Ünlü ressamlar gibi değeri bilinen veya sonradan değeri anlaşılanlar vardır.
Sokak ressamı görüntüsüne sahip olanlar vardır. Bunlar kolaycıdır. Ya olayları karikatürize ederler. Ya da en güzel olanı dahi basite indiriverirler.
Bilgi ve becerilerinin azlığından veya yokluğundan değil, yapıları gereğidir.
Ciddi bir iş yapmaya kalkışmazlar. Yaptıkları zaman ise becerilerine rağmen çapları ortaya çıkar. Engin denizde bir damlacık oldukları belli olur. Ne zaman açık denizlere açılsalar boğuluverirler. Ama revaçta olan köşe yazarları arasında bu sınıfa oldukça sık rastlanır.
BİLGİ BİRİKİMLERİNİ KURŞUN GİBİ KULLANAN YAZARLAR
Bir de fırça kullanmakla beraber elleri ile tuvale rastgele boya fırlatarak oluşturdukları görüntünün resim ve sanat eseri olarak değer bulmasını sağlayanlar vardır.
Bunlar gibi köşe yazarı camiasında oldukça fazlasına rastlarsınız ve en çok alkışlanan ve takip edilenler sınıfında yer aldıklarını görürsünüz.
Bunların yeri sağlamdır.
Her gün bir öncekinden daha farklı doğruları ve yanlışları aynı yazı içerisinde bir araya getirmeyi başarırlar.
Bilgi birikimlerini konuyu göre çamur gibi de kullanabilirler kurşun gibi de.
Pablo Picasso ’nun en tanınmış eseri Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseriymiş. Resim 1937`de yapılmış. Bu resim şu anda Madrid `de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktaymış. Picasso , bir sergisi sırasında kendisine, "Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, "Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiş.
Köşe yazarlığı camiasında ise böyle bir soruyu ilk sırada bulunanların dışındakilere soracak olsanız. Bu yazıyı siz mi yazdınız diye; alacağınız cevap muhtemelen Picasso ’nun ki olmayacaktır.
Örneklerle yazıyı zenginleştireyim diye düşündüm ama sonra vazgeçtim.
Türk medyasında bunların o kadar çok örneği var ki hangisini yazsan mutlaka diğeri beni neden unuttun dikkate değer bulmadın mı diye alınır.
cafesiyaset.com (özel)
2008-02-25 Cafe Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder