18.04.2008

Kavgacı vekillerin müthiş çelişkisi

Meclis Kürsüsü`nde milletvekili tartışmaları nasıl sonuçlanıyor? Tartışanlar birbiriyle kanlı bıçaklı mı? Bu vekiller Meclis koridorlarında birbirlerini gördüklerinde yollarını mı değiştiriyorlar? Doğru şık bunların hiçbiri değil?

Türkiye Büyük Millet Meclisi ; Millet adına temsil makamı, devlet adına onay ve uygulama makamı, matbaada son kontrollerle basıla emri verilmesi gibi devlet adına yapılacak işlerin onay mercii.
Meclisin onay vermediği hiç bir uygulama meşruluk taşıyamaz. Yürütmek için yasama makamı. Vatandaşın en rahat girebildiği, meramını anlatacağı, muhataplarını bulabildiği yegane mekan ve makamların en önde geleni. Problemlerinin çözümüne her zaman katkı sağlamasa da Türkiye ’nin her yerinden envai çeşit insanın uğrak yeri.
Tabiri caizse halk için Marko Paşa .. Daha çok siyasetle içli dışlı insanların ikinci adresi. Akrabayı taallukatın bir kısmının da mevcut imkanları değerlendirenler kervanına katılma mekanı. Makam ve mevki için kulis yapan bürokratların uğrak yeri.
Her zaman milletin gözü önünde olan bir kurum.
Burası Halkın aynasıdır. Zira her ne kadar vekil adaylarını tespit eden halk olmasa da sonuçta seçen olduğu için bu yansıma kendisini tezahür ettirir. Ziyaretçisi çok olan yerin mesaj verme güdüleri de ona göre gelişir.
Siyasi partilerin vatandaşa en rahat mesaj verdikleri yer yine burasıdır. Hele hele Genel Kuruldaki tartışmaların ve kavgaların tadına doyum olmaz. Bu tartışma ve kavgaların dozunun kaçtığı da olmuştur. Sanırsınız ki düşman kuvvetleri birbirlerine karşı taarruzda bulunuyorlar.
DOZUN KAÇTIĞI ANLAR DA OLUYOR
Dozun kaçtığı anlar olmuştur ama yansıma sert tartışmaların yaşandığı gibidir. Kürsüye çıkan hatibe sataşmalar, laf atmalar, oturdukları yerden vekillerin birbirlerinin üzerlerine yürümeler, araya girmeler, İdare Amirlerinin kavgaları yatıştırmaları, olmadı oturumu yöneten Meclis Başkanvekilinin oturuma ara vermesi sonrası oluşan sükûnet…
Tartışma genellikle kürsüdeki hatibe yapılan sataşma ile başlar. Ama sanmayın ki tartışanlar birbiriyle kanlı bıçaklıdır. Meclis koridorlarında birbirlerini gördüklerinde yollarını değiştiriyorlar.
Geçen gün Hakkari Dağlıca ’daki terör saldırısı ile ilgili olarak Kürsüde konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ’e yapılan sataşmayı ve ardından gelen tepkiyi görünce şöyle bir düşündüm. Ülke gündeminin merkezine oturan meselelerde dahi bu görüntünün oluşmasına sebep olan vekiller böyle yapmakla nasıl bir kazanç umuyorlar.
SATAŞAN VEKİLLER DAHA SONRA NE YAPIYOR ?
Biz biliyoruz ki sataşan ve laf atan vekiller kameraların yokluğunda, kulislerde herhangi bir Bakanı gördüklerinde ceketlerinin önünü ilikler ve hürmette kusur etmezler.
Hele hele seçim bölgesinin veya belediyelerin paraya ihtiyacı varsa icracı Bakanlar arzı hürmetin ziyaretgahı gibidirler.
Bundan başka kavga edenler de; dışarıda kameraların önündeki gibi değildirler. Sarmaş dolaş, muhabbet, iltifatlar gırla, kol kola girmeler. Allah ağızlarının tadını bozmasın.
O zaman sormak lazım neden diye? Bunun adına ne demeli? Siyaset mi?
Dostlar alıverişte görsün misali seçmene mesaj vermekse çok tuhaf bir mesaj.
Vatandaş yanılmasın kavga, gürültü, sert tartışmalar sadece kameraların karşısında gerçekleşiyor.
İşin en üzücü yanı her türlü, en önemli ülke meseleleri bu tür tartışmalara kurban oluyor.
İnsanı düşündüren ve tuhaf görüntü oluşturan bir tablo.
cafesiyaset.com (özel)
2007-11-29 Cafe Siyaset

Hiç yorum yok: