18.04.2008

Muhafazakar basın ne alemde?

Ak Parti iktidarı yeniliğin ve değişimin öncüsü olarak kendini göstermeye başlayınca yansımaları her alanda kendini hissettirmeye başladı; bu kaçınılmazdı. Gazete yeni sahipleri ile farklılığını hissettirmeye başladı. Nasıl mı?
Cemaziyelevvel şimdilerde eski tabir edilen Rumi takvimin aylarındandır. Istılah olarak da birilerinin eski hallerini tanımlamak için kullanılır.
Eğer söz konusu edilen şahıs eski halinden zıt bir portre çiziyorsa onunla ilgili olarak imalı bir şekilde biz senin cemaziyelevvelini de biliriz derler.
Tanımayanları ikna eden cemaziyelevvelli şahsın kendisini tanıyanların yeni hali garipsediğini ifade etmek için kullanılır bu terim. Dudaklarda ince ve hin bir gülümseme ile söylenir.
Allah var hakikaten içi dolu bir kavramdır. Hakkını yememek lazım.
Yeni Şafak gazetesini ilk çıktığı andan itibaren takip edenler bilir. Eskinin Yeni Devir ’ine soyunmuş bir hali vardı. Tek farkı fazla renkli olmasıydı.
Bugünlere gelinceye kadar hem el değiştirdi hem de epey yönetmen eskitti. Eski yönetmenlerden kimisi sade bir yazar olarak devam ederken kimisi vekil oldu kimisi de gemiyi terketti.
Tiraj bildiğimiz kadarıyla arzu edilen her neyse oraya bir türlü ulaşmadı.
Gazete çıkarmak öyle kolay bir iş değildir. Değirmenin un öğütmesi gibi para öğütür.
Sadece gazete çıkararak para kazanan varsa bir adım öne çıksın. Haldun Simavi ’nin Günaydın ’ını hariç tutarak. Yanılmıyorsam bir de Sabah Gazetesi ilk çıktığı yıllarda böyle bir trendi yakalamıştı. O da ustaca bir çıkışla önceleri belden aşağı Tan Gazetesini çağrıştırdıktan sonra yavaş yavaş bulvar gazeteciliğinden çıkmış ve kulvar değiştirmişti. Bu söylenen sahiplerle ilgilidir.
PROMOSYONUN ANLAMI
Her neyse gelelim biz konumuza.
Gazetelerle beraber insanlar da zaman zaman farklılaşabiliyor.
Ak Parti iktidarı yeniliğin ve değişimin öncüsü olarak kendini göstermeye başlayınca yansımaları her alanda kendini hissettirmeye başladı bu kaçınılmazdı. Gazete yeni sahipleri ile farklılığını hissettirmeye başladı. Tirajla ilgili sıkıntı yaşandığı zaman en kolay iş olan promosyon her zaman devrede idi. Promosyon deyip geçmeyin. Öyle kolay değildir. Genellikle kitap olur ve mevcut yasalara uygun olan da budur. Ne vereceğinizi bileceksiniz. Okuyucuya hitap edeni bulacaksınız.
Uzun hikaye, lojistikti, baskı idi, dağıtımdı. Okuyucu ile buluşturmaktı. Okuyucu artık gazete mi okur kitap için kupon mu biriktirir. Onu bilemeyiz. Gazete mi kitap mı ikilemi bir kenara. Aslolan tirajı korumak. Bu arada gazete de takip ettiği yayın çizgisinde okuyucu ile iletişim kurmanın yollarını arar. Arasın ki bulsun.
YENİ ŞAFAK `IN YENİ YÖNETMENİ
Bu günlerde Yeni Şafak yepyeni bir çizgide yoluna devam ediyor. Bu değişim üç yönetmen eskitti. Bir önceki ile magazinleşmeye başladı. Yenisi devam ettiriyor. Eskisi kamuya geçemeyince gazetecilik mesleği oldu. Ne de olsa Zaman tecrübesi vardı.
Yenisine gelince 1980 li yıllardan kendisini bilenler; ayağında postal sırtında parka omzunda çanta bir Siyasal’da bir OTDÜ’de öğrenci olarak hatırlarlar. Çizgi de sert mi sert. O okul senin bu okul benim seyyah misali.
Gazetecilik onun da kaderi. Okulu da şu anda başında bulunduğu olsa gerek. Daha öncesini en azından bilmiyoruz.
O günlerden bugünlere yapıya bakınca magazinci anlayışla o günkü çizgi uymuyor gibi.
Zamanın insanı öğütmesine iktidar da katkı sağlamış anlaşılan. Hep mutfakta durduğu için kaleminin gücünü her zaman hissedemiyoruz. Zaman zaman bazı yazıların altında imzası görülüyor. Ama asıl imza gazetenin geçirdiği değişimde. Acaba diyorum eski çizgiyle yeni çizgi nasıl bir uyum sağladı? Nerede sağladı? Gazete ilk çıktığı zamanlar olsaydı anlardık diyeceğim ama şimdi her şeyden sorumlu olmak gibi bir misyon var serde.
Ser dedikte bir de Karadenizli olmak var. Suyu sert mi sert. Şimdi nasıl acaba?
ZAMAN FARKLI GAZETE İKEN...
Bir diğerine gelince geçmişte bir söz etmişti. Benim için yazı yazmak kadar kolay bir şey yoktur. Otururken konuşurken, seyahat ederken hatta af buyurun tuvalette bile yazarım gibilerden. Her ne kadar mazisi varsa da Zaman’ın ilk zamanlarında zor doğum yapan kadınların doğum sancısı gibi bir şeydi çizdiği görüntü. Gazete Ankara ’da hazırlanıp İstanbul ’da baskıya gittiği için başyazılar sayfa sekreterlerine dokuz doğurturdu. Tabii uçağa yetiştirmek için kapıda bekleyen görevlilere de. Dile kolay o günlerden bugünlere. Allah var kalemi her zaman güçlü ve de velud. Yazıları zevkle takip edilir. Duayendir kendileri. Zaman Farklı Gazete iken o günlerde polemiğe girmek için can atardı. Her zaman meydan okurdu. Hasan Cemal Cumhuriyetin yönetmeni iken ona hitaben yazdığı yazıları vardır. Bazı köşe yazarlarının yazdığı tezvirat için. Ama sanırım cevap gelmezdi. Birgün bam tellerinden birisine gazete fazla basmıştı da Yeni Gündem Dergisi “Aman Zaman” başlıklı bir küçük bir notu sayfalarının arasına sıkıştırmıştı. Bunu görünce odadan fırlayıp “Nabi (Avcı ) bak bizden bahsetmişler deyü attığı sevinç çığlıkları hala duyanların kulaklarını çınlatır.
Evet nereden nereye bugün polemiğe girmemek şiardır. Üstelik övünç vesilesidir.
cafesiyaset.com (özel)
2007-11-29 Cafe Siyaset

Hiç yorum yok: