Geçmişte adı Maarif Vekaleti iken vekaletin başındaki Maarif Vekiline atfedilen “şu okullar olmasa bu vekaleti ne kadar rahat
yönetirdim” sözü darbı mesel gibidir…
Gerçekten de okullar olmasa en kolay yönetilecek bakanlık o
günün Maarif Vekaleti şimdinin Milli Eğitim Bakanlığıdır…
Adının başına neden sonradan Milli ibaresinin eklendiği ve
neden buna ihtiyaç duyulduğu sorusu da ayrıca hem cevaba ve izaha muhtaçdır…
Bu da ayrı bir mesele ya her neyse… Mayınlı tarla misali bir
alan işte geçelim…
Milli Eğitim ve Milli Savunma!!!
Genelkurmay Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi…
İkisinin de başka örneği yok…
Gelelim meselemize…
Şu 4+4+4 kademeli mecburi eğitim meselesi gündeme geldi ve
muhalefet muhalefetliğini yapmaya başladı ya…
Siyasileriyle ve siyasi olmayanlarıyla.
Tüsiad’ıyla ve sair STK’yla…
Her türlü muhalif sendikalarıyla...
Benim aklıma 8 yıllık kesintisiz eğitimin yasalaştırıldığı
28 Şubat sonrası kurulan 55. Mesut Yılmaz Hükümeti döneminin Plan ve Bütçe
Komisyonu görüşmeleri geldi…
Tasarı o dönemde doğrudan Plan Bütçe Komisyonunda
görüşülmüştü hafızam beni yanıltmıyorsa…
Milli Eğitim Bakanı DSP’li Hikmet Uluğbay’dı...
O günlerde tasarının görüşmeleri esnasında da sert
tartışmalar olmuştu ama şimdi yaşananlara bakıyorum da o günün muhalefeti
gerçekten de çok nezih ve mehabetli bir tavır sergilemiş…
Zira tartışmalar şimdi ki gibi kavga şeklinde olmamış bir değişiklik
önergesi mücadelesi şeklinde geçmişti…
Refahyol Hükümetinin ve geçmiş hükümetlerin bazılarının da
programında olan zorunlu eğitimin beş yıldan sekiz yıla çıkarılması
yönlendirmeli ve hemen hemen planlanmış ve şekillenmişti 5+3 olarak…
54. hükümet olan
Refahyol’un programında "Zorunlu Eğitim 8 yıla çıkarılacak,
öğrencilerin ilgi ve kabiliyetlerine göre çeşitli meslek alanlarında eğitim
görebilmeleri için ilköğretimin 2. kademesinde yönlendirme sistemine işlerlik
kazandırılacaktır" denilmek suretiyle son şeklini almış gibiydi...
Sonra ne oldu???
Milli Görüş çizgisinin 70’li yıllardan farklı olarak
Başbakanlık uhdesinde yeniden iktidara gelmesiyle dizayn edici zinde güçler
tehlikenin(!) farkına vardılar…
Kaybolmasından korktukları
otoritelerini yineden tesis etmek için geçmişten kendilerine miras kalan anlayışla her yolu mübah
sayarak otoriteyi yeniden ele aldılar(!)…
Haliyle ülke menfaatlerini de askıya aldılar
Kesintisiz eğitimin ülke eğitimine, ailelerin ve öğrencilerin
psikolojilerine ve dolaylı olarak ekonomisine ve diğer alanlarına verdiği sıkıntının
maddi ve manevi boyutlarını kimse tahayyül edemez…
Yaşadığımız toplumsal bir travma idi…
Bugün o travma hali halen sürmektedir…
İHL’lerin önünü keseceğiz diye meslek liselerini işin içine
katan zihniyet bugün kız çocuklarının okullara gönderilmeyeceği bahanesiyle
aileleri 12 yıllık mecburi eğitimle korkutuyor…
Örtü bahanesiyle kız çocuklarının okumalarını engelleyen
zihniyet bugün kız çocuklarını okula göndermemenin bahanesi olarak 12 yıllık
mecburi eğitimi gösteriyor…
28 Şubat süreci bir bakıma böyle bir şeydir aynı zamanda…
Kendi korkuları ile başkalarını korkutmayı sağlamanın yoludur
bu…
Dikkat ediyor musunuz???
Ak Parti iktidarının gördüğü muamele 10 yıllık bir mazisi
olan bir iktidardan ziyade kökü mazide bir anlayışa karşı yapılan bir
muameledir…
Öyle ki özellikle son 30 yılımızı terör ve ekonomi sıkıntılar
başta olmak üzere ülkenin sırtındaki her kamburun hesabı bile bu iktidardan
sorulabilmektedir…
Teşbihte hata olmasın; sanki şamar oğlanı mübarek…
Vurun abalıya…
Bugün muhalefetin 12 yıllık kademeli eğitime karşı çıkması
bize TBMM Genel Kurulunda Anayasanın 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırıldığı
günlerdeki CHP’nin muhalif tavrını hatırlatıyor…
Vekiller değişiyor ama CHP hiç değişmiyor…
Genel Başkan değişiyor ama mantık değişmiyor…
Zaman değişiyor ama zihniyet değişmiyor…
Adına yeni diyorlar ama eski değişmiyor…
Muhalefetin diğer kanadı da CHP gibi değişmiyor…
Maskeli Balo!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder