19.03.2012

Laik Düzene Darbe!!!


Biraz ironi yapalım istedik…

Almanya dün itibariyle kendine yeni bir cumhurbaşkanı seçti…

Ve Almanlar bunu da yaptı… Yazılı basından konu ile ilgili bir alıntı:

Almanya Federal Meclis’te yapılan seçimde ülkenin 11.cumhurbaşkanı  Joachim Gauck seçildi. 1240 delegenin oy kullandığı seçimde Hristiyan Demokrat Partisi, Sosyal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’nin ortak adayı Joachim Gauck’un ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff hakkında yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmadan sonra istifa etmek zorunda kalması nedeniyle Gauck, bu sembolik koltuğa aday olarak gösterilmişti.  Eski bir papaz olan Joachim Gauck, daha çok Doğu Almanya’da komünizme karşı verdiği mücadele tanındı. Wulff’dan önceki Alman Cumhurbaşkanı Hörst Köhler de Almanya’nın Afganistan’daki misyonuyla ilgili sarfettiği sözlerden dolayı istifa etmişti.

Sembolik de olsa bir cumhurbaşkanlığı makamı var Almanya’da ve haliyle bir cumhurbaşkanı seçiliyor…

Yeni cumhurbaşkanı ile ilgili olarak Dünyanın çeşitli ülkelerinden tebrik ve kutlama mesajları yağarken en değişik tepki Türkiye’den, laik ve ideolojik kaygılarla rejim sahiplenen Kemalist çevrelerden geldi…

Türkiye’deki laik çevreler öncelikli olarak bir bildiri yayınlayarak “geçmişi papaz olan dini kimliğe sahip birisinin sembolik de olsa Almanya’da cumhurbaşkanlık makamına oturması laikliğe vurulan en büyük darbedir” diyerek rahatsızlıklarını dile getirdiler…

Bildiride özetle  “Bu durum apaçık şekilde laik düzenle alay etmektir” şeklinde tepkilerini dillendirdiler…

Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere Türk Solu ve Laikliğin yılmaz savunucusu olan diğer STK’lar bu durumu protesto etmek için Almanya Büyükelçiliği önünde bir gösteri düzenlemeyi ve büyükelçilik önüne üzerinde “Laiklik elden gitmemeli” yazılı bir siyah çelenk koymayı planladıklarını ifade ettiler…

Siyasi arenadan başta CeHaPe olmak üzere diğer Kemalist ve bilumum solcu, salon sosyalisti ve komünist partilerin de desteğini alarak daha büyük bir protesto mitingini de yurdun çeşitli bölgelerinde düzenlemeyi düşündüklerini ifade ettiler…

Katılımın daha geniş olması için laikliğe gönül vermiş marjinal görünümlü olan partilere ve KKP (Komünist Kürt Partisi) -yanlışlık oldu- PKK’nin sonrasında KCK’nin TBMM’deki uzantısı olan partiye de çağrıda bulunacaklarını ifade ettiler…

Bildirinin can alıcı noktası:

Muasır medeniyet seviyesine yükselmek için yüzünü daima batıya dönen bir ülke olarak Avrupai hayat tarzını her fırsatta toplumumuza dayatırken Avrupa ülkelerinin şimdiye kadar ki icraatlarını ve yönetimdeki bir takım uygulamalarını her zaman görmezlikten gelmemize rağmen Avrupa ülkeleri bizim bu hassasiyetimizi görmezden gelmiştir… Bizim kendi ülkemizde halkımıza dayattığımız meselelerde hep esnek bir tavır sergileyerek kendi geçmişlerindeki gelenekleri yaşatmaya devam etmişlerdir…

Monarşik yapılarını muhafaza etmeleri, dini kurumlara ve kiliselere geniş tasarruf hakkı vermeleri, dini okulların serbestçe geniş imkanlarla halkın hizmetinde bulunması ve devlet adamlarının ve parlamenterlerin seçimler sonrası Kutsal Kitaplarına el basarak yemin etmeleri bir nebze de(!) olsa anlaşılabilir, bunları görmezden gelebiliriz ama bir din adamının en ileri ve çağdaş bir Avrupa ülkesi olan Almanya’da Cumhurbaşkanı olması kabul edilebilir bir durum değildir…

Şeklinde özetlenebilir…

Bu çevreler değişik platformlarda yarın biz de bir imamı cumhurbaşkanlığına aday göstermeye kalkışırlarsa bize kötü bir örnekten başka bir şey olmamış olursunuz …

Zaten İHL kökenli bir başbakan var…

Diyanet kadrolarından imamlar devletin diğer idari birimlerine geçmek için çaba sarf ediyorlardı, şimdi buna siz emsal oluyorsunuz…

Sui misal emsal değildir ama yaptığınız da pek yakışık alacak bir durum değildir… şeklinde konuşmaya ve kamuoyu oluşturmaya çalışacaklarını söylüyorlarmış…

Hatta ve hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ABD’nin etkili yayın organlarında bu hususun yanlışlığıyla ilgili ABD makamları nezdinde AB ülkelerini ve özelde Almanya’yı şikayet eden bir makale yazdırmak için medya aracılığıyla ve çeşitli kulislerle baskı yapmayı bile düşünüyorlarmış…

Gaza getirmek için Kılıçdaroğlu’na da yakışır hani diyorlarmış…

En çok da ülkemizin görsel ve yazılı basınında yeni Alman cumhurbaşkanı ile ilgili övgüler zorlarına gidiyormuş… Adamın din adamı olması, bir papaz olması görmezden geliniyor diyorlarmış…

Bir madalya takmadıkları kaldı diyorlarmış…

Adamın din adamı kimliğinden ziyade insan hakları alanındaki ve eski Doğu Almanya’da komünizme karşı mücadelesinin ön plana çıkarılmasına kızıyorlarmış…

Bir din adamının kızının Almanya’da Şansölye olması halkımızın dikkatlerinden kaçırılmıştı ama bunu nasıl izah ederiz diye sızlanıyorlarmış…

Daha başka bir sürü mazeret…

Zaten AB ülkelerinde ve ABD’den ülkemize her geldiklerinde dinden, diyanetten, dini azınlıklardan, insan haklarından bahsedip duruyorlar, yarın bir gün halkın çoğunluğunun dini ile ilgili baskıları daha çok gündeme getirirlerse bunu kimselere izah edemeyiz diyorlarmış…

Çok rahatsızız çok diyorlarmış…

Durmak yok yola devam…

Hiç yorum yok: