Biraz ironi yapalım
istedik…
Almanya dün itibariyle kendine yeni bir cumhurbaşkanı seçti…
Ve Almanlar bunu da yaptı… Yazılı basından konu ile ilgili
bir alıntı:
Almanya
Federal Meclis’te yapılan seçimde ülkenin 11.cumhurbaşkanı Joachim Gauck
seçildi. 1240 delegenin oy kullandığı seçimde Hristiyan Demokrat Partisi, Sosyal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeşiller
Partisi’nin ortak adayı Joachim Gauck’un ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff hakkında yolsuzluk
iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmadan sonra istifa etmek zorunda kalması
nedeniyle Gauck, bu sembolik koltuğa aday olarak gösterilmişti. Eski bir
papaz olan Joachim Gauck, daha çok Doğu Almanya’da komünizme karşı verdiği mücadele tanındı. Wulff’dan
önceki Alman Cumhurbaşkanı Hörst Köhler de Almanya’nın Afganistan’daki
misyonuyla ilgili sarfettiği sözlerden dolayı istifa etmişti.
Sembolik de olsa bir cumhurbaşkanlığı makamı var Almanya’da
ve haliyle bir cumhurbaşkanı seçiliyor…
Yeni
cumhurbaşkanı ile ilgili olarak Dünyanın çeşitli ülkelerinden tebrik ve kutlama
mesajları yağarken en değişik tepki Türkiye’den, laik ve ideolojik kaygılarla
rejim sahiplenen Kemalist çevrelerden geldi…
Türkiye’deki laik çevreler öncelikli olarak bir bildiri yayınlayarak
“geçmişi papaz olan dini kimliğe sahip birisinin
sembolik de olsa Almanya’da cumhurbaşkanlık makamına oturması laikliğe vurulan
en büyük darbedir” diyerek rahatsızlıklarını dile getirdiler…
Bildiride özetle “Bu durum apaçık şekilde laik düzenle
alay etmektir” şeklinde tepkilerini dillendirdiler…
Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere Türk Solu ve
Laikliğin yılmaz savunucusu olan diğer STK’lar bu durumu protesto etmek için
Almanya Büyükelçiliği önünde bir gösteri düzenlemeyi ve büyükelçilik önüne
üzerinde “Laiklik elden gitmemeli” yazılı bir siyah çelenk koymayı
planladıklarını ifade ettiler…
Siyasi arenadan başta CeHaPe olmak üzere diğer Kemalist ve
bilumum solcu, salon sosyalisti ve komünist partilerin de desteğini alarak daha
büyük bir protesto mitingini de yurdun çeşitli bölgelerinde düzenlemeyi
düşündüklerini ifade ettiler…
Katılımın daha geniş olması için laikliğe gönül vermiş
marjinal görünümlü olan partilere ve KKP
(Komünist Kürt Partisi) -yanlışlık oldu- PKK’nin sonrasında KCK’nin TBMM’deki uzantısı olan partiye
de çağrıda bulunacaklarını ifade ettiler…
Bildirinin can alıcı
noktası:
Muasır medeniyet seviyesine yükselmek için yüzünü daima
batıya dönen bir ülke olarak Avrupai hayat tarzını her fırsatta toplumumuza
dayatırken Avrupa ülkelerinin şimdiye kadar ki icraatlarını ve yönetimdeki bir
takım uygulamalarını her zaman görmezlikten gelmemize rağmen Avrupa ülkeleri
bizim bu hassasiyetimizi görmezden gelmiştir… Bizim kendi ülkemizde halkımıza
dayattığımız meselelerde hep esnek bir tavır sergileyerek kendi geçmişlerindeki
gelenekleri yaşatmaya devam etmişlerdir…
Monarşik yapılarını muhafaza etmeleri, dini kurumlara ve
kiliselere geniş tasarruf hakkı vermeleri, dini okulların serbestçe geniş
imkanlarla halkın hizmetinde bulunması ve devlet adamlarının ve
parlamenterlerin seçimler sonrası Kutsal Kitaplarına el basarak yemin etmeleri
bir nebze de(!) olsa anlaşılabilir, bunları görmezden gelebiliriz ama bir din
adamının en ileri ve çağdaş bir Avrupa ülkesi olan Almanya’da Cumhurbaşkanı
olması kabul edilebilir bir durum değildir…
Şeklinde
özetlenebilir…
Bu çevreler değişik platformlarda yarın biz de bir imamı
cumhurbaşkanlığına aday göstermeye kalkışırlarsa bize kötü bir örnekten başka
bir şey olmamış olursunuz …
Zaten İHL kökenli bir başbakan var…
Diyanet kadrolarından imamlar devletin diğer idari
birimlerine geçmek için çaba sarf ediyorlardı, şimdi buna siz emsal
oluyorsunuz…
Sui misal emsal değildir ama yaptığınız da pek yakışık
alacak bir durum değildir… şeklinde konuşmaya ve kamuoyu oluşturmaya
çalışacaklarını söylüyorlarmış…
Hatta ve hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ABD’nin
etkili yayın organlarında bu hususun yanlışlığıyla ilgili ABD makamları
nezdinde AB ülkelerini ve özelde Almanya’yı şikayet eden bir makale yazdırmak
için medya aracılığıyla ve çeşitli kulislerle baskı yapmayı bile
düşünüyorlarmış…
Gaza getirmek için Kılıçdaroğlu’na da yakışır hani
diyorlarmış…
En çok da ülkemizin görsel ve yazılı basınında yeni Alman
cumhurbaşkanı ile ilgili övgüler zorlarına gidiyormuş… Adamın din adamı olması,
bir papaz olması görmezden geliniyor diyorlarmış…
Bir madalya takmadıkları kaldı diyorlarmış…
Adamın din adamı kimliğinden ziyade insan hakları alanındaki
ve eski Doğu Almanya’da komünizme karşı mücadelesinin ön plana çıkarılmasına
kızıyorlarmış…
Bir din adamının kızının Almanya’da Şansölye olması
halkımızın dikkatlerinden kaçırılmıştı ama bunu nasıl izah ederiz diye
sızlanıyorlarmış…
Daha başka bir sürü mazeret…
Zaten AB ülkelerinde ve ABD’den ülkemize her geldiklerinde
dinden, diyanetten, dini azınlıklardan, insan haklarından bahsedip duruyorlar,
yarın bir gün halkın çoğunluğunun dini ile ilgili baskıları daha çok gündeme
getirirlerse bunu kimselere izah edemeyiz diyorlarmış…
Çok rahatsızız çok diyorlarmış…
Durmak yok yola devam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder