19.11.2009

Yargıyı Bağımsızlaştırın


19 KASIM 2009 PERŞEMBE



MEHMET NATIK'IN İZLENİMLERİ
mehmetnatik1@gmail.com


Son günlerde Ergenekon bağlantılı dinleme ve tarassut hadiseleri çerçevesinde ortalığa yayılan vaveylaya bakar mısınız?

Sanki ülke 9 şiddetinde depreme maruz kalmış gibi gürültü çıkarıyorlar.


İşin aslına bakarsanız yapılanlar bir kaşık suda kopartılan bir fırtınadan öte bir şey değil...


Efendim yargının bağımsızlığı zedeleniyormuş.


Yargıçlar nasıl dinlenirmiş...


Yasal da olsa dinlenemezmiş...


Adalet Bakanlığı kendi hakim ve savcılarını nasıl dinletirmiş?


Bakın hele sanki Adalet Bakanlığı'ndan başka yerlerin de hakim ve savcıları var sanki...


Yoksa var mı?


Dedik ya bir kaşık suda fırtına...


İşin aslı sanki şöyle gibi...


Yargının bağımsızlığından dem vururken sorgulanamaz ve dokunulamaz bir tavırla hareket etmenin getirdiği rahatlıkla yaptıklarını her şeyi, aldıkları her kararı, uygulamaya koydukları her icraatı hatadan beri ve kesin kabul edilmesi gereken ve asla sorgulanmaması gereken bir hal olarak görüyorlar bu fırtınayı kopartanlar...


Bir de her şeyin üstünde görülmenin getirdiği dayanılmaz ruh hali...


Bu vaveylanın sahipleri ve onların seslerini yükseltmelerine çanak tutanlar kalkıpda şunu da sormuyorlar...


Neden dinlemeye -mahkeme kararıyla olduğu çok açık- maruz kalanlar bizleriz ya da bunlar?


Neden sıradan bir vatandaş değil?


Üstelik dinleme kararlarının altına imza atanlar da hakim ve savcı...


Neden bir kısım meslektaşlarını zor durumda bıraksınlar ki?


Ortada bir ateş varsa duman çıkar.


Duman çıkarsa koku da çıkar.


Birileri de ateşin yayılmasını engellemek için tedbir alır.


Yoksa kamunun huzuru nasıl sağlanır?


Bir de Adalet Bakanlığı yakamızı bıraksın demeye getiriyorlar...


Adalet Bakanlığı öyle yapmasın...


Hakim ve savcıları kendi hallerine bıraksın...


Devlet de onları kendi hallerine bıraksın.


Kendileri yeniden yapılansınlar.


Adalet Bakanlığı onların yargıladığı ve mahkum ettiklerini cezaevlerine atmakla yetinsin.


Hatta güvenlik güçlerini de onların emrine verin.


Tamamen onlara bağlı olsun...


Bütçelerini de istedikleri gibi yapsınlar.


Kendi kaynaklarını kendileri oluştursunlar...


Devletin idaresini de onlara verin.


Bağımsızlıklarını iyice ilan etsinler...


Asıl dokunulmaz olanlar kendileriydi.


İyice dokunulmaz olsunlar.


Diyeceğim ama unuttukları bir şey var dokunuluyorlar...


Dokunulurluğun yanlış yapanların tamamına yaygınlaşması toplumun kendine
güvenine ve huzuruna en büyük katkıyı sağlayacaktır...


Dokunun dokunun kendini dokunulmaz zannedenlere...

Hiç yorum yok: