Tarihi bütün karmaşık yapısına rağmen doğru okursanız
siyaseti de doğru okursunuz…
Tarihi ve nereden geldiklerini iyi bilen siyaset yapıcılar o
nedenle siyasi arenada daha iyi bir çizgi takip edebilirler…
Tarihi doğru
okuduğunuz zaman bu size bir şey daha kazandırır…
Halkı doğru okumayı…
Artık bundan sonrası halkın nabzını doğru tutmakla alakalı bir alanda siyaset etmektir…
Halkımız çok partili siyasi hayata geçiş sürecinden sonra
sabırla zamana ve zemine göre kendisine en uygun siyasileri her zaman bulmuş ve
kendisini yönetmesini istemediği yapılardan her zaman uzak durmayı bilmiştir…
Dolayısıyla kendisini yönetmesini istediği iradeleri öyle ya
da böyle iktidara taşımıştır…
Kıstası ise aldatıcı bir tarz güderek baskıcı ve ceberut bir
yönetim anlayışı ile iradesine gem vuran zihniyete karşı durmanın işaretini ve
izlerini takip etmek olmuştur…
Bunun ülkemiz
ölçeğinde günümüze yansımasını en bariz şekilde kimin şahsında gerçekleştiğini
ifade etmeye ve dillendirmeye gerek yok sanırım…
Ama her şeye rağmen bu doğru okumanın eksik ve yetersiz
kaldığı alanlar vardır…
Bu halin getirdiği sorunlar ise bizlere el’an hak ve
özgürlükler alanında yansımaktadır…
Zihinleri dumura uğratan sistemin genlerinde gizli bir takım
düzenlemeler ustaca bir bağlayıcılıkla en ufak bir sarsıntıda ülkeye siyasi
kriz olarak yansımaktadır…
Dolayısıyla ekonomik kriz olarak yansımaktadır…
Gerek siyasi gerek medyatik çevreler gerek statükocu iş
alemi ve gerekse derinden derine seslerini yükseltmeye çalışan statükocu ve
vesayetçi bürokrasinin her alanından birilerinin olsun da nasıl olursa olsun
mantığı ile muhalefet olarak yansımaktadır…
Ülke olarak nizam veren bir siyasetin yerine rol alıcı bir
siyaset alanına itilmemiz hayli zaman olmuştur.. Bu durumun iç siyaseti
etkilemesi ise kaçınılmaz olmuştur…
Bunun nasıl bir elbirliği ve işbirliği ile
gerçekleştirildiğini anlamak için geçmişe ve tarihimize iyi bir süzgeçten
geçirerek bakmak yeterlidir…
Tarih yapıcılara tarihe bakıcıların geniş perspektifi ile
bakmayı denediğiniz zaman bizlere öğretilen ile gözlerden kaçırılmaya
çalışılanları görme imkanına kavuşuruz…
Bu da nizam veren siyaset yapıcılara ülkemiz özelinde daha
sağlıklı bir siyaset yapmanın kapısını daha geniş aralar…
Burada siyaset yapıcıların en büyük handikapı eskilerin
deyimiyle kaht-ı rical meselesi olacaktır…
Bu önemli bir meseledir…
Bu mesele sağlıklı bir şekilde çözülmezse gayretlerin boşa
gitme ihtimali her daim vardır…
Bu meselinin önemini anlamak için Ak Parti İktidarının ülkeyi
her alanda olumlu olarak getirdiği yerlere bakarken sistemin ürettiği başta
yolsuzluklar ve idari mekanizmalarda görev alan insan unsurunun karıştığı her
türlü olumsuzluğa da bakmakta fayda var…
Yeni bir anayasa
yapılması çalışmalarının ölü doğmaya kapı aralıyor olması da bu minvalde
sayılabilir…
Siyaset yapıcılar bu
ve benzeri bir çok meselede kaht-ı rical ve yerine ikame olunanlar meselesi
yüzünden sıkıntıya düşüldüğünü tarihe bakarak görebilirler…
Tarihi doğru okuyabilirseniz siyaseti daha doğru ve iyi
yapma beceriniz artar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder