9.02.2012

MİT Müsteşarı Üzerinden Manevra


İnsan sırrı sever zira kendisi bir sırdır...

Sırrı sevdiği için de sırlı ve gizemli şeyler ve yapılar sürekli ilgi alanı içerisindedir...
Sırrın en cazibeli alanını ise istihbarat çalışmaları oluşturur...
En ilkeli diye tabir edilen insanlar bile konu istihbarat ve gizli görev oldu mu ciciklerini gevşetiverir...
Kabul etmeyeni dahi kendi kafasında ki normlarla bu tür yapılanmaların içinde bulunmayı ister...
Ya da şöyle diyelim...
Herkesin ve her zihniyetin kendi tarzına göre istihbari yapılanması vardır ve yapıya uygun olan bu tür kurumlar her zaman çalışacak ve çalıştıracak eleman bulur...
Bu insana yönelik yüzüdür istihbarat kurumlarının...
Bir de ana nüvesi insan olan ve gerek ırk gerekse inanca ve diğer değişik yapılanmalara dayalı olarak oluşan devletlere bakan bir yüzü var bu kurumların...
İstihbarat kurumları devletlerin varlığı ile önem kazanan devletlerin bekasına ve güvenliğine katkı sağlayan en önemli kurumların başında gelir...
Eski zamanlarda her devletin var olan istihbari kurumları çok çeşitli değilken modern zamanlarda bir çok saikle devlet içinde bir çok kurumun alan farklılığı dolayısıyla istihbari yapılanmaları çeşitlilik arz etmiştir...
Devlet bir üst kimlik olarak bir istihbarat teşkilatı kurmuş ama askeriye kendi içinde istihbari yapılanmaya giderken her bir ordu komutanlığı kendi içinde yapılanmıştır...
İç güvenlikten sorumlu emniyet teşkilatı ise kendi içinde yapılanmıştır...
Yetmemiş devlet dış tehdit endişesi ile gizlinin gizlisini de kurmuştur...
Hinderlantı geniş olan devletler ise daha da ileri giderek gelişen teknoloji ve tehdit alanlarının genişlemesi ve olası tehditleri de kendileri yaratarak daha farklı istihbarata teşkilatlarını da kurmuşlardır...
Bu kurumlar hangi ülke bünyesinde ise birbiri ile iltisakı ve ortaklıkları; söz konusu olan devletin ali menfaatleri ise başarı zirve olmuştur...
Genellikle de bu kurumlar devletin ali menfaatlerinin ne olduğunu bilerek çalışırlar...
Bugün dünya siyasetinde söz sahibi olan ülkelerin durumları göz önünde bulundurulduğunda fazla bir söz söylemeye gerek kalmayacak sahneler arzı endam eder...
Kayıt dışı yapılar insan unsurunun olduğu yerlerde kaçınılmaz olarak boy gösterir fakat oturmuş devlet gelenekleri bunların üstesinden gelir...
Gelelim ülkemiz özeline...
Yaşadıklarımıza bakınca yapının halen oturmadığı anlaşılıyor...
Bundan dolayıdır ki geçmişte en etkili ağızlar rutin dışı(!) tanımlamalarda bulundular...
Rutin dışı tanımlamaları sonuç olarak sarsıldığı ifade edilen devlet menfaatlerine kişisel menfaatlerin karışmasının tarifidir...
Bazen ülke yönetiminde söz sahibi olan insan unsurları devletin güvenlik siyaset belgesi ile kendi güvenlik siyaset belgelerini birbirine karıştırırlar...
Karışıklıkların çıkış yerleri genellikle tam da buralarda baş ve boy gösterir...
Ondan sonra da millete pirincin taşını ayıklamak düşer...
At izi it izi dedikleri, atın önünde et itin önünde ot dedikleri şey budur...
Bu yönetimi elinde tutan bir kısım insan unsuru yönetici elitin kendini farklı görmeye alışması ve içinden geldiği halkı; menfaatlerini kollaması, hizmet edilmesi gereken değil de kendine hizmet etmesi gereken unsur olarak görmeye başlamasının tezahürüdür...
Hal böyle olunca her şey kendilerine düşmanmış gelir ve düşman olarak görür...
Gizlinin gizlisi de ne zaman istikrar olsa bunu istikrarsızlık olarak görür ve taşları yerinden oynatmak için harekete geçer...
Şimdiye kadar yaşadıklarımız bunun dışa vurumu idi...
Anlaşılan o ki taşların yerine oturması için daha zamana ihtiyaç var...

Sıcak bir zaman diliminde gelişen olaylara bakıldığında Sayın Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığına getirilmesinin öncesi ve sonrasında yürütülen dezenformasyonun dozunun gittikçe arttığı gözlerden kaçmıyor…

Eski ve yeni MİT Müsteşarlarının ve Müsteşar Yardımcısının şüpheli sıfatıyla birilerinin elbirliğiyle örgütlerin anası haline getirilen örgütün yapılanmalarından birisi ile ilgili önemli bir dava soruşturmasında ifadeye çağrılmaları travma üstüne travma yaşayan ülkemizde farklı bir travmanın kapısını araladı…

Oyun oynanacaksa büyük oynanmalı ve bu oyunu oynayanlar büyük oynuyor…

Sızdırma harekatı meyvelerini almaya yönelik hamlelerini yapmaya başladı…
Yıllardır uygulanan politikalarla çözümsüzlüğün bir parçası haline getirilen bir meselede çözüme yönelik adımların doğru atıldığına dair en önemli delil eskisi ile yenisi ile MİT Yöneticilerinin şüpheli durumuna düşürülmelerinin yol haritasının oluşturulmasıdır…

Anlaşılan o ki Ak Parti İktidarının şahsında devlete yönelik hamle geliştirenler bir adım önde gitmeyi becerebiliyorlar…
Sarsılmak istenen iktidar anlaşılan o ki sarsmayı başardığı için dozu yüksek karşı hamlelere maruz kalıyor…

Birilerinin de etekleri zil çalıyor, gözleri ise timsah gözyaşı döküyor…

Bizler seyirci makamındayız bakalım gelişmelerin seyri nasıl olacak…

Hiç yorum yok: