Şu bizim entelektüel camiamızın tuhaf ve dahi garip
saplantıları vardır…
Entelektüel camia dediysek alanını sınırlı tutmayın…
Sınırları geniş tutarken de bu sınıfa giren herkesi ve her
kesimi de aynı kefeye koymayın…
Ama kapsamı alanı alabildiğine geniştir…
Medya camiasından akademik kadrolara ve sonradan görme iş
alemine ve dahi aşağılık kompleksini üzerinden bir türlü atamamış bir zamanlar
dindarlıkları ile malum ve meşhur bazı zevatı da kapsar…
Hariciyeden emekli olup mütekaid monşer kadrosuyla yazarak,
bir düşünce kuruluşunda düşünerek ve dahi siyasi arenada boy göstererek değerli
fikirleri ile kervana dahil olanlar da vardır…
Eli kalem tutup da aydın sınıfına dahil edilenler zaten bu
camianın gediklisidirler…
Bu kesimin çeşidi hatırı sayılır sayıdadır…
Ama iki türü vardır ki burunlarından kıl aldırmadıkları için
nefes almakta zorlanırlar…
Bunlardan ilk sınıfa dahil olanları despotizm hırkasını
üzerlerinden hiç çıkarmayanlardır… Kendilerini her daim imtiyazlı ve seçkin
görürler…
Tepeden bakmak, yabancılaştıkları içinde yaşadıkları halka
nizamat vermeye kalkmak kendilerine asli vazife gibiymiş gibi davranırlar…
Onlara göre mevcut rejimin kendilerine tevarüsen bıraktığı
değerler silsilesi her şeyin üzerindedir…
Din gibidir hatta ve hatta din üstüdür…
İkinci kısma dahil olanlar kendilerini liberal olarak
sınıflandırmayı pek severler ve böyle anılmaktan çok hoşlanırlar… Gururlarını
okşamak istiyorsan bahse konu olduklarında liberal aydınlarımız diyeceksin…
Pek bi mutlu olurlar…
Kerametleri kendilerinden menkul olduğu için her şeyin
doğrusunu iyi bilirler…
Futbol yazarı ve yorumcusu gibidirler, her şeyin iyisini
bilirler…
Bunların hemcinsleri medya camiasında hatırı sayılır
miktarda hem yer tutmuş hem de bir ekol olarak dededen atadan miras olarak
gazeteciliği de meslek edinmiştirler…
Bunların cemaziyelevvelini iyi incelediğinde hatırlı ailevi
ilişkiler, despot siyasetin hüküm sürdüğü günlerden kalma siyasi kişilikler,
bir zamanların güçlü bürokratları ile olan akrabalık ilişkileri ve dahi buna
benzer akrabalık ilişkileri camiaya dahil olmanın kolay yollarıdır…
Örneklerinin izlerini soyadlarından, ölüm ilanlarından daha
bir çok bağlantılardan takip edebilirsiniz…
Fırsat sahibi olduklarında despotizm onlar için sıradan bir
vasıf iken güç ayaklarının altından kaydığında mağdur rolünü onlardan başka
kimse Oscarlık bir performans ile sergileyemez…
Yalnız küçük bir kusurları vardır…
Gelin siz yapın, dediğinizde desteksiz attıklarını ve
desteksiz kaldıklarını anlarsınız…
Her şeye rağmen hiçbir şeyden tatmin olmadıklarını ve
istediklerinin sınırlarının olmadığını da kolaylıkla fark edebilirsiniz…
İlkeleri kendi dünyalarına sıkıntı vermeyen her yolun mübah
olduğu sınırsız(!) bir özgürlüktür…
İçinde yaşadıkları halk istisna tutulacak olursa her şeye
aşina olabilirler…
Bu günlerde Tayyip
Bey’in dindar gençlik ifadelerinden yola çıkarak kendilerine yeni tartışma
konusu buldular…
Din üstünden polemik yapıyorlar…
En rahat at oynattıkları alan olan İslam merkezli dini
polemik…
Söylenmedik söz bırakmıyorlar, bırakmayacaklar…
İslam merkezli dini bir hassasiyet olmasın da ne olursa
olsun…
Eskiden laiklik elden gidiyor diye vaveyla çekerlerdi…
Artık onu da yapmıyorlar…
Ama bel altı vuruşlardan bir türlü vazgeçemiyorlar…
Muhalefeti ile entelektüeli ile iyi ki varlar…
Tuhaf korkulara sahipler diyeceğim ama bunlarınki korku
değil alerjik bir vakıa…
Genlerinde var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder