Sevgili Laiklik seni haddimiz
olmayarak ilk değerlendirmemiz Anayasa metninde yer alışının 71. yıl dönümü
münasebeti ile olmuştu…
Şaka bir yana üzerinden 4 yıl
geçmiş ve sen Genç(!) Cumhuriyetle birlikte bir 4 yıl daha yaşlanmışsın…
Daha dün gibi hatırlıyorum o
günleri adına ne mitingler düzenlemişti…
Ne günlerdi o günler…
Hey gidi günler…
İzmir ’de hatırı sayılır
senin müntesibin laikçi bir kalabalık senin adına “Değiştiremezsiniz” konulu
muhteşem bir miting düzenlemişti. Ben o zamanlar televizyondan izlemiştim ama Cumhuriyet
Gazetesi verilerine
göre yaklaşık 10 bin kişi mitinge katılmıştı.
Gösteriyi Yurtsever Yurttaşlar Platformu düzenlemişmiş o
zamanlar.
Anti parantez Bu yurtsever yurttaşlar kelimeleri bana hep sağ cenahta Vatanseverler Güçbirliği gibi isimleri çağrıştırır. Yurt eş anlamlısı vatan. Yurttaş eş anlamlısı vatandaş.
Bir elmanın iki yarısı gibi isim değişikliği altında birbirlerine benziyorlar.
Anti parantez Bu yurtsever yurttaşlar kelimeleri bana hep sağ cenahta Vatanseverler Güçbirliği gibi isimleri çağrıştırır. Yurt eş anlamlısı vatan. Yurttaş eş anlamlısı vatandaş.
Bir elmanın iki yarısı gibi isim değişikliği altında birbirlerine benziyorlar.
Fark edeniniz var mı bugünlerde esameleri okunmuyor…
Her neyse geçelim bir klavye tuşu; sana intisap eden laikçi nesil seni “Türkiye Laiktir laik kalacak” sloganı eşliğinde günün ve senin mana ve önemini anlatan konuşmalarla bir güzel anmışlardı.
Seni vesile ederek o anma töreni; baş belan olan başörtüsü ile ilgili olmayan yasağı TBMM ’de Anayasa değişikliği ile kaldıran karşı bir gösteriye dönüşmüştü.
Ankara ’da da Laikçi
müntesiplerin eş zamanlı Sıhhiye’de
de büyük bir bağımsızlık ve Laiklik mitingi düzenlemişlerdi.
Gerçi Ülke çapında büyük gösterilerle anmayı unutmuşlardı ama olsun.
Gerçi Ülke çapında büyük gösterilerle anmayı unutmuşlardı ama olsun.
Tuncay Özkan o günlerde hançeresini yırtarcasına meydanları
inim inim inletiyor gövde gösterileri düzenliyordu…
Hatta ve hatta -eski kayıtlara bakın- Ergenekon nam davalar
yeni yeni neşvü nema bulurken “Beni de alın Beni de alın” diye ortalığı
yıkıyordu…
Şimdi ise “beni tahliye edin” diye çırpınıyor… Geçelim bir
kalem…
Evet Sevgili Kardeşim Laiklik o günlerde nelerin istinadgahı,
dayanağı ve dahi ilham kaynağı olmadın ki???…
Akla gelen her şeyin biricik ilacı idin. Hoş halen de
öylesin…
Ama bugünlerde sana sanki yeterince ihtimam göstermiyorlar
gibi gibi…
Eskisi gibi mitinglere konu olmamaya başladın.
Bu iyi bir şey mi? Tereddütüm var…
Her şeye rağmen şaka gibi ama
CHP’nin altı oku Anayasanın kalbine hançer gibi saplanmışken içlerinden sadece
senin kutlamaya tabi tutulman önemli…
Değerini ve kıymetini bil…
Ama şunu da hatırda tut…
İlke olarak –sanki yalnız
girmişsin gibi- Anayasa'ya girişinin 75. yılını CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu "Laiklik ülkemiz için büyük bir devrim ve şanstır. Şanssızlığımız onu yeterince idrak
edememiş bir zihniyetin varlığı ve tavrıdır" ifadeleriyle twitter'dan
kutluyor…
Mitinglerden twiterlara
düşmek!!!
Böyle mi olmalıydı…
Gel de Deniz Baykal’ı arama!!!
Senin müntesiplerin ve
sevenlerin seninle ilgili ne yaptılar pek seçemedim ama görünen Milliyet
Gazetesi yazarı Osman Ulagay’ın 4 yıl önce yaptığı tespit gerçekleşecek gibi
görünüyor ne demişti o günlerde hatırlayalım…
Milliyet
Gazetesi yazarı Osman
Ulagay laik
kesim AKP ’ye karşı akılcı değil,
duygusal muhalefet yapmaya devam ettiği müddetçe iktidar şansını kaybediyor.
‘Artık yeter’ diyor ve endişeyle: ‘Böyle
giderse bizim laik mahalle marjinalleşir.’ diyordu…
Endişeyi görüyor musun?
Endişeyi görüyor musun?
Laiklik!!!
Sana bir soru sen ve senin müntesiplerin aslında hep marjinal miydi yoksa???
Diyeceğim ama Devletin zirvesinden yansıyan mesajlar halen
etkinliğini ve gücünü dikkate değer kılıyor…
Bak
ne diyorlar aktarayım da gönlün rahatlasın…
Önce Cumhurbaşkanımız:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
laiklik ilkesinin Anayasa'ya girmesinin 75. yıl dönümünde milletin,
Cumhuriyetin diğer niteliklerinin yanında bu ilke üzerinde de güçlü bir anlayış
birliği içinde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre
Gül, Anayasa'nın 2'nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin
'demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti' olarak hükme bağlandığını
hatırlatarak laiklik ilkesinin birinci yönünü inanç hürriyetinin kapsadığını
belirtti. Anayasanın 24'üncü maddesinde herkesin vicdan, dinî inanç ve kanaat
hürriyetine sahip olduğu ve ibadet, dinî âyin ve törenlerin serbest olduğu
belirtilerek inanç ve ibadet hürriyeti düzenlendiğini hatırlatan Gül, mesajında
özetle şu ifadelere yer verdi: "Laikliğin ikinci yönünü din ve devlet işlerinin
birbirinden ayrılması oluşturmaktadır. Laiklik toplumsal barış
açısından önemli bir işlev görmektedir. Cumhuriyetimizin niteliklerinin
milletimizin birlikte yaşama iradesini güçlendirmeye devam ettiğinden
hiç kimsenin şüphesi bulunmamaktadır."
İnanmak istiyorum… İnanmak
istiyorum…
Sırada Meclis Başkanı var:
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de
yayınladığı mesajında "Laiklik ilkesi, inanç ve kültür farkı gözetmeksizin
temel insan haklarını güvence altına alan vazgeçilmez bir
Anayasa hükmüdür" hatırlatması yaptı. Çiçek,
laikliğin toplumsal barışın sigortası olarak birlikte yaşama
kültürünü güçlendiren bir unsur olduğunu da vurguladı.
Sayın Başbakanın mesajına
gelince:
”75 yıllık tecrübe göstermiştir
ki laiklik ilkesi, cumhuriyetimizin demokratikleşme çabalarıyla en ideal ve
modern anlamda sosyal bir hukuk devleti olma gayretleriyle bir arada ele
alındığında ülkemizin ilerlemesi, kalkınması, barış, huzur ve istikrar içinde
geleceği şekillendirmesi noktasında hayati bir önemi haizdir. Laiklik, ayrıştırıcı değil
birleştirici, baskıcı değil özgürleştirici, tek tipleştirici değil hoşgörülü
bir yorumla uygulandığında demokrasiye güç katmış, ekonomiye, dış politikaya,
sosyal hayata ivme kazandırmıştır. Laikliğin anayasal ilke olarak kabul edilişinin 75. yıl dönümünü kutluyor,
tüm vatandaşlarımı sevgiyle selamlıyorum.”
Evet Sevgili Laiklik
hayati bir önemi haizsin…
Bunu sakın unutma…
Ama bu Başbakan da bir alem…
Gençliğin nasıl
yetiştirilmesi gerektiği tartışmalarına açtığı kapı ve ardından Partisinin Grup
Toplantısında konuyu yeniden bam teline bastığı eleştirilerle yeniden gündeme
getirmesi birazcık seni arka plana attı gibi ama olsun…
Bak Ne demiş özetle sana da vurgu yaparak…
Daha önceki dönemlerde gençlik zararlı alışkanlıklara
özendirilirken, kendi değerlerine yabancı hale getirildiğini söyleyen Sayın Erdoğan,
"Çok uzağa gitmeye gerek yok, 2000'li yıllarda başörtülü öğrencileri ikna
odalarına alanlar CHP tarafından ödüllendirildi. Elinizde dindarlığı ölçecek
alet mi var diyorlar. Dindarlığı ölçecek değiliz. Bizim uluhiyyet kavgamız yok.
O ancak Kadir-i Mutlak olan Allah'a aittir. Siz bu ülkede yıllarca laikliği nasıl ölçtünüz, hangi cihazı
kullandınız. Üniversitelerde başörtülü kızların laikliğini nasıl ölçtünüz.
Başörtüsüyle ilgili düzenlemeyi neden Anayasa Mahkemesi'ne götürdünüz ey
Kılıçdaroğlu. Siz önce millete bunu anlatın. Dindar bir nesil derken neyi
kastettiğimi anlıyor musunuz. İmam hatiplerle sorununuz ne. Katsayı konusuna
neden bu kadar takıldınız. Siz önce bunu anlatın”
Senin başbelan olan bu din meselesi seninle beraber
anılınca daha bir anlam kazanıyorsun…
Ama olsun senin yerin bambaşka!!!…
Bu mesele olmazsa senin hayat damarlarını ne
besleyecek söyler misin bana???
Bütün insicamınla ayaktasın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder