28.01.2010

Hisarcıklıoğlu; Anne tarafı Demokrat, Baba yanı CHP`li..


Hisarcıklıoğlu; Anne tarafı Demokrat, Baba yanı CHP`li..



MEHMET NATIK'IN İZLENİMLERİ
mehmetnatik1@gmail.com


Nasrettin Hocanın eski ayları kırpıp kırpıp yıldız yaparlar demesi gibi Biz de eski yazılardan bazılarını günün mana ve önemine binaen sadesuyatirit niyetine yayınlamak zorunda kalıyoruz.
Ama okunduğunda güncelligğinden bir şey kaybetmediğini göreceksiniz.

Anne tarafı demokrat baba tarafı CHP'li...
Peki ya kendisi...

Hadiselere at gözlüğü ile değil de analitik bakmayı beceren bir kişilik…

Anne tarafından demokrat partili, baba tarafından da CHP`li olması hasebiyle bugünkü liberal düşünceye gelme noktasını tarif eden kişilik.

Kim mi?

Alın Size bir adet Hisarcıklıoğlu denemesi

MEHMET NATIK`ın izlenimleri

Ergenekon meselesinde Rıfat Hisarcıklıoğlu ATO Başkanı Sinan Aygün’ün gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi ve ATO Meclis toplantısında, ATO Başkanı Sinan Aygün`ün darbe günlerini hatırlatan bir şekilde gözaltına alındığını ve bunu kabul etmediklerini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, Sinan Aygün`ün bu tip işlere karışmış olduğuna inanmadıklarını söyledi ve olayı kınadıklarını açıkladı.

Bu sözler Hisarcıklıoğlu`na ait; Bu camia din ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin savunucusudur. Bu camianın bir temsilcisi darbe günlerini hatırlatan bir şekilde gözaltına alındı.

Bunu kabul etmiyoruz.

ATO`nun Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Aygün’ün hiçbir açıklama ya da suçlama yapılmadan gözaltına alınmasını kınıyoruz.

Kamuoyu vicdanına uygun yöntemleri vardır.

Davet edilseydi ifade vermeye giderdi. Demokratik yollarla bu göreve seçilmiş saygın birine yapılmış bu muameleyi hepimize yapılmış kabul ediyoruz.

Cumhuriyetin şerefi adaletidir.

Cumhuriyeti korumak için bunun dışına çıkılmamalıdır.

Yargıya yönelik inancımız tamdır.

Ama şeffaf olmalıdır.

Sayın Sinan Aygün tabi tutulduğu muamele kabul edilemez.

Akşam yatarken sabah nasıl bir Türkiye ile uyanacağız kaygısı ile yaşamak istemiyoruz.

O ESASEN ZENGİN BİR İŞADAMI

Gelin biraz kendisini tanımak için geçmişe gidelim ve tepkinin böylesine sert verilmesinin nedenlerine bakalım…

Belki bir şeylere rastlarız…

Rıfat Hisarcıklıoğlu hali hazırda TOBB başkanı…

Nuh ÇimentoNuh MakarnaEskiyapan Holding, Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından biri. Hâlâ şirketlerin yönetim kurulu başkanı ve üyesi.

Bunun yanı sıra İşadamı kimliği ile irtibatlı olduğu iş çevrelerine göz atıldığında bol unvanlı bir kişilik çıkıyor karşınıza…

Ak partiye açılan kapatma davası sonrası ısınan hava ve bol gerilimli ortam sonrası bir uzlaşma lafı ortaklıkta dolaşırken “herkes bir adım geri atsın” vecizesinin mucidi…

Nuriye Akman ile yaptığı röportaj ki kendi ifadesiyle siyasi anlamda her türlü evreyi geçirmiş bir isim…

İslamcılığın olmadığı ama fikri platformda, o işin mantığını kapma anlamında okuyarak görerek şartların gerektirdiği biçimde sağdan sola her ortamda bulunan bir kişilik…

Adını hatırlayamadığı bir filozofun deyimiyle belirli bir yaşa kadar solcu olamayıp da belirli bir yaştan sonra kapitalist düşünceyi kabul etmeyene giydirmesinde kendisini bulan kişilik…

Solculuğunu Behice Boranların, Çetin Altanların aktif olduğu dönemlere denk gelen gençlik yıllarında düzenlenen mitinglerde ser de olan Kayserilikle meydanlarda su satarken kulağına giren ve slogan olarak kafada kalan bir bir şeylerle etkilenmesi sonrasında tanımlayan bir kişilik…

Bunun neticesinde hadiselere at gözlüğü ile değil de analitik bakmayı beceren bir kişilik…

ANNE TARAFINDAN DEMOKRAT DA...

Anne tarafından demokrat partili, baba tarafından da CHP’li olması hasebiyle bugünkü liberal düşünceye gelme noktasını tarif eden kişilik.

“Ben doğmuşum, Amerika’ya gitmişiz. Babam askerî doktor. Oradaki Türk kolonisi içinde de Alparslan Türkeşvar; askerî ataşe.

Genelde ulusalcı bir tavrım var.” sözleri ile çizgisini tarif eden kişilik…

Ona göre ulusalcılıkla milliyetçilik arasında fark yok…

Avlanmayı seviyor ve kendisine göre güzel bir spor…

Rahmetli Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde onun teşvikiyle yeni kurulan MÜSİAD’a giren daha öncesinde yerini dahi bilmediği ATO’da meclis üyesi olunca orayı bırakan ve gerekçesini de buranın meselelerinin daha büyük olması ile açıklayan kişilik…

Yani Özal’ın teşvikiyle yürü ya kulum…

Ama ilk zamanlarda ATO üyesi olduğu için başka kuruluşlara üye olmayı ihtiyaç duymayacak kadar yeterli görüyor…

TÜSİAD’a üye olmamasına ise davet gelmemesini gerekçe gösteriyor…

1992 de ATO başkanlığına aday olduğunda kaybedişini erken zamana ve gençliğine veriyor…
1991 de TOBB delegesi olduğunda başkanı olmayı kafasına koymuş ve hedefini o zamandan belirlemiş…

Kamuoyu onu Fuat Miras’ın 100 milyon dolarlık KOBİ kredisini Eximbank’ın nasıl kullanacağına dair tartışmalı bir ortam sonrası ani bir karar neticesinde istifası sonrasında Başkanvekilliğini deruhte ettiği TOBB’nin başkanı olması sonrasında daha yakından tanıdı…

1000 delegesi olan ve 133 konsey üyesini seçen TOBB’da bu 133 kişi de, 15 kişilik yönetim kurulunu; 15 kişi de kendi içinde başkan ve yardımcılarını seçiyor...

Delege seçildiği 1991 de koyduğu hedefe Fuat Miras`ın `istifası`nın kabul edilmesinden sonra kalan 14 kişiden 6`sı boş oy atarken, 8`i Rıfat Hisarcıklıoğlu`na oy vermesi neticesinde ulaştı… 

Tam bir komitacılık örneği. 

Saray darbesini çağrıştıran bir seçim… 

Her ne kadar başkanlığını 1000 delegesine borçlu olduğunu ifade etse de TOBB’a nasıl başkan olduğu açık… 

ATO Meclisi üyesiyken, Sinan Aygün onun verdiği destek neticesinde başkan olmuş ve bu sayede de Odalar Birliği yönetimine girmiş...

Sinan Aygün’ün başkanlığına verilen desteği ise "Onda kabiliyet varmış, ama büyük destek olduk." sözleri ile açıklıyor…

Verilen bu destek sonrası ise kendisinin TOBB başkanlığına gelmesinde Sinan Aygün’ün desteği var ve “Bunu iyilik yap denize at” sözüyle tarif ediyor…

Yani destek yol su elektrik ve baraj olarak geri dönmüş…

Al gülüm ver gülüm…

VEFA İSTANBUL`DA SADECE BİR SEMTİN ADI MI?

İnsan elbette iş ortağına destek verecek…

Ama Vefa böyle bir şey mi???

Böyle yorumlayabilir miyiz meseleyi???
Ne demek oluyor şimdi bu???

Gözaltılara tepki gösterenlerin konumları, makamları ve mevkileri, meseleye yaklaşımları böyle mi olmalı?

Siyasilerin yaklaşımları bir nebze anlaşılabilir ama TOBB Başkanının işadamı kimliğini öne sürerek ATO Başkanının gözaltına alınmasından dolayı gösterdiği tepkiyi kınama ile süslemesi anlaşılabilir gibi değil…

Burada asıl sorgulanması gereken galiba ATO gibi bir kurumun başkanının ismi neden böyle bir soruşturmada geçiyor ve gözaltına alınacak kadar meselenin içinde mi şeklinde olmalıydı…

Bu durum emekli generallerin ve gözaltına alınan diğer devletten makamlı, geçimini devlette yüklemiş insanlar için de geçerli olmalıydı…

Ama acı olan böyle bir şeyin sorgulanmamasıdır…

Gözaltı durumu tutuklu yargılanmaya dönüşmüşse ortada sıkıntı var demektir…

U dönüşlere bakılırsa tuzun koktuğu yerdeyiz galiba… 

mehmetnatik1@gmail.com
www.cafesiyaset.com Kaynak:Cafe Siyaset

Hiç yorum yok: