3.04.2012

Tarihe Damga Vuranlar


İnsanlar vardır tarihe damga vuran veya kurumlar vardır insanlar eliyle tarihe damga vuran hem dünyada hem de ülkemizde…

Bu çerçevede değerlendirilenler iki şekilde hatırlanırlar…
Ya ülkeleri ve insanlık namına yaptıkları iyi ve güzel şeylerle ya da kötü şeylerle…

Bazı şeyler zamanla anlaşılır ama bazıları hakkında tarih de insanlık ve insanlar da hükmünü hemen verir…

Başdöndürücü bir hızla gelişen olaylara şahit olduğumuz 20. yüzyıl ile 21. yüzyılın yaşadığımız şu yılları çok sayıda bu tip insan ve bu insanların etkileri vasıtasıyla gelişen böyle olayları  bünyesinde barındırır…

Çok uzağa gitmeye gerek yok…

Yakın zamanı mercek altına aldığımızda iki dudağı arasından çıkan kararlar ile ülkelerin geleceğini etkileyen ve insanların hayatını olumlu olumsuz etkileyen çok sayıda lider ve devlet adamı pozisyonunda insan tiplerine rastlarız…

Bu insan tipleri dünya var oldukça olmaya hep devam edeceklerdir…

Batı dünyasının devlet adamlarını ele alalım mesela…

ABD’nin bir önceki başkanı George Bush denince akla ilk gelecek olan şey kan, gözyaşı ve işgaldir…

Bush ve ekibinin elindeki kan hiçbir zaman silinmez…

Keza kendisinin en büyük destekçisi dönemin İngiltere Başkanı Tony Blair de öyle ve diğer destekçileri…

Bugün geçmişe baktığımızda iyi bir meziyetle hatırlanmadıkları gibi zaman içerisinde kendi halkları tarafından tozlu sayfalara atıldıkları da gözlerden kaçmaz…

Bunların bazıları unutulur…
Afganistan ve Irak’ın işgaline onay veren dönemin İspanya ve Portekiz liderlerinin adını kimse hatırlamaz ya da bazılarının adı skandallarıyla ve yalanları ortaya çıktığı için hiç unutulmaz…

Arap aleminin seçilmiş(!) veya seçtirilmiş diktatörlerini ele alın mesela…

Ülkesinin kan gölüne dönmesine sebep olan ve istikrarsızlık abidesi haline gelmesinin kapılarını açan Saddam unutulmazlar arasındadır… Bush ve ekibinin ekürisi olarak hep hatırlanacaktır…

Libya’nın Albayı Kaddafi ülkesindeki olayları tam olarak okumamakta direnerek ülkesini istikrarın zor sağlanacağı bir ateşin ortasına atmakla kalmamış, kendi hayatına da mal olan bir sürecin başlamasına da sebep olmuştur…

Mısır’ın seçilmişi(!) Mubarek bugün demir parmaklıklar arasına kendi tercihi ile girmiştir…

Suriye’nin genç seçilmişi(!) Beşşar Esed’e gelince Arap Dünyasını etkileyen rüzgara diktatörlüğü hatırlayarak kapılmış ve  gerek Suriye halkı için gerekse kendisi, ülkeyi yöneten aşireti için sonu hiç de iyi olmayacak bir sürecin altına imza atmayı başarmıştır…

Örnekleri çok… Yeter ki saymak isteyin…

Ülkelerin karar alma makamlarında bulunan insanların icraatları olumlu veya olumsuz kalıcı ve uzun vadeli etkilere sahiptir…

Olumlu etkiler geniş bir rahatlık getirirken olumsuz etkiler insan ruhunda derin ve kalıcı izler bırakan travmatik oluşumlara alan açar…

İzler de kolay kolay silinmez… Nesilleri etkiler…

Bugün Afganistan ve Irak halkı ile başlayan Libya, Yemen, Suriye gibi ülkelerde benzer travmatik izler bırakan ve başta Tunus olma üzere Mısır ve diğer rüzgara kapılan ülkelerde ilk gruptakilere kıyasla daha az iz bırakan bir durum söz konusu…

Bu durum bu ülkelerde öyle ya da böyle tekrar ifade edelim nesilleri etkileyecek…

Düşünün bir kere!!! Ya bir işgalci güç veya kendi içinizden sizi yönetenlerin zulmüne maruz kalıyorsunuz…

Üstelik zulmü reva görenler işgalci güçler olarak işgal ettikleri ülkelere demokrasi getirmek adına yapıyorlar bunu…

Kendi halkına silah doğrultanlar ise yönetimlerinin ömrünü uzatmak adına gelecekleri karartıyorlar…

İnsanlık tarihi birbirini sürekli etkileyen ve olayları farklı şekillerde tetikleyen icraatlarla doludur…

İnsan hayatında olduğu gibi ülkelerin de hayatında liderleri eliyle kader ilginç ağlar örer…

Onun için liderlerin verdikleri kararların etkileri uzun süreli olduğu için nesilleri etkiler…

Faydaları kalıcı olacağı gibi zararlarının telafisi de zordur…

Her şeyden öte ruhlarda oluşan travmayı istikrarsızlığın oluşturduğu ekonomik durumda ki bozukluk daha da kalıcı hale getirir…

Bunun ağır faturasını çile çeken halkın ödemesinin yanı sıra aynı fatura ülkeyi yönetenlere de çıkar…

Bunun en bariz örneği kendi halkına karşı savaşan Suriye’de yakın zamanda görülecektir…

Zira baskı ile yok edilmeye çalışılan halk aynı zamanda üretimi sağlayan dinamik güçtür…
Silaha harcanan para da sürekli akan bir kaynak değildir ve yönetim kendi ayağını vurmaktadır…

Sonuç olarak bu karar alıcılar kolay unutulacak tipler değildir…

Tarihe nasıl damga vurduğunuz önemlidir…











Hiç yorum yok: