19.01.2012

Akıncılardan bugüne


Mustafa Durdu 
mustafadurdu@yahoo.com
2012-01-18

Akıncılardan bugüne
Salı günü Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, "Bütün Yönleri ile Akıncılar" konulu bir programa davet etti. Hani hatıralar anlatılır, eskiler yad edilir, bazılarına eyvah denir, biz de şahit oluruz, ağabeylerimizden ibret alırız, düşüncesiyle gittik elbet.

Özelde Konya olsa da bir dönem ulusal alanda faaliyet gösteren ve belki de bugünkü kısmi müspetliğin fikrî anlamda temellerini oluşturan bir teşkilatın tarihî ve düşünsel arka planını hadiselerin şahitlerinden bizzat duymak bizim için hoş olurdu.

Akıncılar, 1980 öncesi İslamî hareketin popüler tabirle siyasal İslam'ın eylemsel ve düşünsel anlamda çekirdeği hatta ana merkezi idi. Akıncıların MTTB'den neş'et ettikleri herkesin malumudur da bunun oluşum sürecini pek göz önünde tutan olmaz.

1916 yılında Enver Paşa'nın da delaletiyle kurulan Millî Türk Talebe Birliği 1960 darbesine kadar genelde millî ve muhafazakâr bir yapıda seyreden bir öğrenci hareketidir. 1960 yılından itibaren her alanda yıkım yaratan darbenin etkisi ile MTTB derin sol fraksiyonların kontrolü altına girmiş, fakat çok geçmeden İslamî ve milliyetçi bir yapıya tekrar bürünmüştür.

1963 yılında Millî Mücadele Hareketi'nin başlaması bir anlamda millî öğrenci gruplarında ivmesel bir etki yapmıştı. 1965 kongresinde Rasim Cinisli ve ekibinin MTTB yönetimine seçilmeleri ile birlikte merkez sağa rücû eden teşkilat, bütün İslamcı ve milliyetçi çevreleri bünyesinde barındırmış, 1967 yılından sonra İsmail Kahraman'ın başkanlığından sonra İslamcılar tam anlamıyla teşkilata hâkim olmuşlardı.

1969 kongresinde iki aday yarışmış bunlardan biri İslamcı Burhaneddin Kayhan, diğeri de milliyetçiliği ağır basan Mustafa Ok'tu. Seçimi Burhaneddin Kayhan'ın kazanması neticesinde milliyetçi-Türkçü kanat MTTB'den ayrılarak TMTF'yi kurdu.

Bu sırada da 1969 MHP Adana Kongresi yapılmış ve MHP siyaset sahnesinde yeni amblem ve sloganlarla görülmeye başlamıştı.

MTTB'ye hâkim olan İslamcı kanadın tabanında, hatta o dönemde Müslümanların en büyük birikme merkezi olan İmam Hatip Okullarında ve Yüksek İslam Enstitüsünde gençler bir siyasi parti kurulması gerektiğini, yeni bir teşkilat yapısı ile daha siyasi olunması lazım geldiğini müzakere ediyorlardı.

1972'de MTTB'ye İslamcı Ömer Öztürk başkan seçilmişti.

Bu sırada 1972 ve sonrasında MNP ve MSP bu gençliğe daha müdahil olma noktasında etkinlikler içinde idi.

Ancak MTTB partiler üstü olmayı ana prensip edinse de işte bu sırada Akıncılar Derneğinin Genel Merkezi ilk olarak 1975-1976 yıllarında Konya'da kuruldu.

Ankara'da özellikle Yükseliş Grubu denilen ve çoğunluğunun makine mühendisliği bölümü öğrencilerinin oluşturduğu İslamcı gençler Akıncıları teşkilatlandırmaya başlamışlardı.

MTTB'den ayrılan genç idealist İslamcı gençliğin Akıncılar Derneğini kurmaları ve neticesinde ilçe, kasaba, köy ve mahallelerde teşkilatlanmaları ile Akıncılar, Konya'nın en etkili hareketlerden biri olur. Bu sıralarda Sebil'i çıkaran Kadir Mısıroğlu da Akıncıları desteklemektedir.

Akıncılar Türkiye çapında hızlı bir teşkilatlanmaya girerler. Okurlarımız için şunu da ek bilgi olarak vereyim. Akıncıların dört genel başkanı var. Bunlar sırası ile Tevfik Rıza Çavuş, Mehmet Tezel, Mehmet Tellioğlu, Mehmet Güney.

Yukarıda bahsettiğim programın konukları arasında Konya Akıncılar Derneği Başkanı Ahmet Poçanoğlu ve 1978'den sonra Akıncılar Genel Başkan Yardımcısı olan Nevzat Arabacı gibi birçok akıncı vardı. Hiç şaşırmadım. Nevzat Arabacı kendisini hâlâ Akıncı olarak görüyor ve o dönem için Müslümanların kendilerini sadece sözleri ile değil elleri ile de anlattıkları bir dönemdi diyor."

Nevzat Bey, 1970'lerde İstanbul üniversitesinde okurken Dev-Sol'un İslam'a ve Peygambere hakaret ettiğini buna da millî ve manevi yönü olanların direndiğini anlattı.

CHP'nin fikir kulüplerinin nasıl Dev-Sol'a dönüştüğünden bahsetti. Günümüzdeki solun şu an başka bir çizgide aynı şeyleri farklı şekilde yapmaya devam ettiğini düşünmedim desem yalan olur.

Nevzat Bey, Konya'daki Akıncıların 1970'lerde İmam Hatiplerin üniversiteye girebilmeleri için sekiz - on bin kişi ile yürüyüş yaptıklarını heyecanla anlattı.

Benim için Nevzat Arabacı'nın anlattığı en önemli şey şu idi: "O gün konuşmadık, dövüştük ama bütün iliklerimizle samimi idik. O günkü samimiyetimizin etkileri bugün hâlâ devam ediyor. Biz bu mücadeleyi vererek bugünün alt yapısını oluşturduk. Akıncılar Müslüman gençliğin kendisine güven hareketi idi."

Gerçekten de öyle değil mi? Bugün ortada bir bina varsa o binanın temelleri bugün isimleri unutulmuş kahramanlarca ta o zamanlar atılmış. Ama vefa nerelerde ki?

Bugünlerde gündemde olan 1980 darbesine dayanak oluşturulan Kudüs Mitingi ve İstiklal Marşı meselesini de anlattı Nevzat Arabacı. Malumunuz MSP'nin 1980 darbesinin hemen öncesinde Konya'da yaptığı Kudüs Mitinginde İstiklal Marşı okunurken bir grup ayağa kalkmamış bu da darbe gerekçeleri içinde yer almıştı.

O grubun içinde yer alan Nevzat Bey, "Biz, İstiklal Marşı'mızın siyasete alet edilmesini istememiştik. Ama oturmamızın asıl sebebi mitingimizin Konya dışında da duyulması, ses getirmesi idi. Yoksa Mehmet Akif bizim canımızdır. Zaten bu olaydan sonra benden başka ceza alan da olmadı." diyerek açıkladı meseleyi. Bir de sitemi vardı; "Eski mücahitler keşke sadece müteahhit değil de mücahit müteahhit olsalardı." diye.

Programdan sonra düşündüm de.

Hani, hepimiz eleştiririz 80 öncesi olaylarını. Aldatılmışlar, birileri tarafından kandırılmışlar filan deriz. Aslında bu onlara yapılacak en büyük hakaret değil mi? Onlar ister İslamcı, ister sağ, ister sol olsunlar samimi idiler. Evet, bir kısmı birilerinin güdümüne hizmet etmiş olabilir. Darbecilerin, Ergenekoncuların, İsrail veya ABD'nin çıkarlarına hizmet edenler olabilir. Ama bence kullanılmadılar. Tek hataları müzakere ve istişare yerine şiddeti seçmeleriydi o kadar.

Bir ek bilgi daha sunayım. Şimdilerde Ankara'da Prof. Dr. Hikmet Akgül başkanlığında Medeniyet Akıncıları kuruluyor. Fikir ve eğitim alanında medeniyetimize önemli katkılar sağlayacak oluşumun birçok projesi varmış.

Haydi hayırlısı.

Habervaktim'den iktibas edilmiştir.

Hiç yorum yok: