20.01.2012

Prematüre basının prematüre çocukları

Mütareke basının mirasçıları kim?
Hem nalına, hem mıhına
20 / 09 / 2007 10:25 tarihinde cafesiyaset.com  yayınlanmıştı...
Bir baktım güncelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş...
Ben de yeniden servise sundum...

Tapulu arazime gecekondu yaptırmam Kentinin yöneticilerinin haylazlarıdır onlar.
Onlar Tepedenbakan Semtinin şımartılmışlarıdır.
Cumhuriyet Mahallesinin Demokrasi Sokağında otururlar.
Ağlamaduvarı Apartmanı sakinleridir onlar.
Mütareke basının mirasçılarıdır onlar.
Sonradan görmez ihniyetli nev’i şahsına münhasır bir sınıfa dahildirler onlar.
İçinde bulundukları halk Yakup Kadri’nin Yaban’ındaki Ulus’ta devlet elitinin Devlet Konukevi’ndeki eğlencelerini uzaktan seyrederek dedikodusunu yaptırdıkları halktır.
Oradan çıkmalarını hiç istemeyen zihniyetin sahibidir onlar.
Yıllardır ye ye bitmeyen mirasın üstüne çöreklenenlerin sesidir onlar.
Sonradan sonraya hak sahibi olarak kendilerini de sahiplerinin grubuna dahil edenlerdir onlar.
İşini doğru yapan bakkala sokak ortasında avaz avaz bağırarak pirinç unu ile unu karıştırma vatandaşı aldatma diyen zihniyetin sahibidir onlar.
Kaybedeceği davada rüşvet yemeyen hakime karşı taraf adına rüşvet vererek dava kazanandır onlar.
Ahlaka dair ne varsa ırzına geçendir onlar.
Hem nala hem mıha vurmayı severler onlar.
Hem işadamı hem gazetecidir onlar.
Tetikçiliği saye-i alileriyle gazetecilik olarak algılatmıştır onlar.
Sanki kendileri başka yerden gelmiş gibi, bu halkı aşağılamak ve küçük görmek gibi tam da kendilerine yakışan türü az bulunur tavırlara sahiptirler onlar.
Geldikleri ve çıktıkları yeri çok çabuk unutmak gibi üstün bir meziyet sahibidirler onlar.
Çoğunun nedense nenesi, ninesi, anası hep başörtülüdür. Kutsal değerlere özellikle dine çok saygılıdırlar onlar.
Ama nedense bu din İslam olunca saygıyı unutandır onlar.
Aralarına sonradan aldıklarının(!) tetikçilik yapmalarından pek fazla haz duyar onlar.
Kendilerine benzemeye çalışıyor diye inceden inceye aşağılayandır onlar.
Kendilerinin neye benzediğinin de adını koyamayandır onlar.
Bayan meslektaşlarına tacizlerinin adını henüz literatüre ekleyecek bir isim bulamamışlardır onlar. Okuyucularına sevgili okuyucularım diye hitap ederken ceberrutlaşmayı ve ısırgan otu gibi dalamayı pek sever onlar.
Silahsız kuvvettir onlar.
Her yol mubahtır anlayışının en güzide temsilcisidir onlar.
Öteki kavramını siyasi ve kültürel literatüre yerleştirendir onlar.
Öbür mahallenin çocukları mantığını yerleştirendir onlar.
Ayrımcılığı ve bölücülüğü kendileri yapınca mübahlaştıranlardır onlar.
Kendilerine yıllarca hizmet eden sadık kalemşörlerini dahi gözlerini kırpmadan harcayabilenlerdir onlar.
Patronlarının sesidirler onlar.
Parayı kim daha çok verirse onu borazanını daha gür bir sesle öttürmeyi sever onlar.
Bukalemuna doktora yaptırır onlar. 
Kaleminde omurgayı yok edenlerdir onlar.
Onlara göre istikrarsızlık istikrardır.
Basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt ederler.
Yargısız infaz ederler.
Çamur atmaları kafidir.
Kuyruğunu yutan yılan gibidir onlar.
Debelenir dururlar.
Gündemi karıştırmayı sever onlar.
Yazıyı tersinden okutmayı da sever onlar.
Her zaman yaptıkları polemiklerle okuyucu milletini karnından güldürüyorlar.
Bunlar gazeteciliğin ciddi bilgiye dayandığını görmüyorlar.
Cehaletleri belli olmasın diye bilirmiş gibi yapıyorlar.
Nasıl olsa soran yok.
Vur beline kazmayı…

Hiç yorum yok: