23.11.2011

İstikrarını Sevdiğimin Türkiye'si



MEHMET NATIK'IN İZLENİMLERİ
Biraz nostalji ile beraber bir de istikrar konusuna değinelim!!! 

Ne dersiniz???

Bizim güzide ülkemizin istikrar arayışı hiç bitmez...

Bunun en önemli sebeplerinden birisi bu istikrar denilen şeyin insanlar, yöneticiler, kurumlar ve sistem bekçilerinin algılarında farklı bir yapıya sahip olmasıdır...

Algıda seçicilik diye bir durum vardır; o çerçevede değerlendirelim diyeceğim ama çok uygun düşmez...

Bildiğimiz bir şey varsa o da bu ülkenin sürekli olarak derin yapılanma görüntüsünün altına gizlenerek istikrar diye diye istikrarsızlığa sürüklendiği ve sürüklenmeye çalışıldığıdır...

İstikrar ve istikrarsızlık kavramları güzide ülkemin son 60 yılına damga vurmuş ve bu vurulan bu damga soğuk damga misali kalıcı bir özelliğe sahip olmuştur...

Müsbet olan ifade olumsuzluk takısı ile menfi anlam kazandırılarak tedavüle sokulsa da asıl zihniyetlerde nasıl karşılık bulduğu önemlidir...

Yani demem o ki bu ülkede ne zaman halkın rahatladığı bir ortam oluşsa, siyaseten ülkenin yönetimini deruhte edenler istikrarı yakaladık, ekonomimiz iyi bir trend yakaladı, refah düzeyini yükseltecek adımları atmaya devam edeceğiz dese, bir yerlerden tek tük solo halinde yükselen seslerle öttürülen istikrarsızlık borusu sonraları provakatif eylemler ve katılımın artmasıyla koro halinde yurttan seslere dönüştürülür...

Son zamanların -yanlışlıkları ve eksiklikleri bünyesinde barındırsa da- en istikrarlı ve iyiniyetinin hakim olduğu bir yapı oluşturulmaya çalışılan şu günlerde tırmandırılmak istenen bir takım hadiselerin derununu iyi bir bakın...

Eksiklikleri ve bazı yanlış uygulamaları bünyesinde barındırsa da geçmişle kıyaslayınca göreceğiniz şeyler şüphesiz farklılık arzeder...

Çözüm önerisinin getirildiği bir çok meselede istemezük korosu başka telden şarkı söylemekte ısrar ediyor...

Eski dönem cellatlarına aşkları mı depreşti ne???!!!

Yoksa eski hal aslında istedikleri idi de değişmemesinden mi yana tavrı istiyorlar...

İyi da size gönül verenlerin gözünü nereye kadar boyayabilirsiniz ki???

İşte hal böyle olunca;

Sizin istikrar dediğiniz şey bazı çevrelere göre istikrarsızlıktır....

Dolayısıyla kargaşa ve kaos ortamı oluşturulmak suretiyle normalde istikrar olan şey bozulur ve sürekli bir gerginliğin hüküm sürdüğü puslu ve sisli havaların hakim olduğu ortam sağlanır...

Bu ortamı arzulayanlar artık istikrarsızlığı istikrar haline getirmişlerdir...

Bunu biz ülke olarak hep yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz...

Tamam dünyada rahat yok...

Buna itirazımız da yok...

En rahat benim diyen insanın bile gıpta ettiği bir başka hal vardır ya da görünüşü gayet sağlıklı da olsa bir rahatsızlığı vardır...

Rejimin bekçilerinde ve işbirlikçilerinde de sanki ayaklarının altında ki halı kayıyormuş gibi sürekli bir rahatsızlık hali....

Halka göre iyi olan, istikrar olan onlara göre ellerindeki imkan ellerinden kaydıkça istikrarsızlık olarak telakki edildiği için durumdan vazife çıkararak istikrarsızlık ile istikrar oluşturmaya çalışıyorlar...

Hal böyle olunca da elbirliği ile huzur bozucu her olayı lehlerine çevirmek için çaba sarfediyorlar...

Bu; gün oluyor bir şehit cenazesi oluyordu... Artık vatandaş yemiyor...

Gün oluyor, küresel sermayenin ayak oyunları oluyor., gün oluyor, ekonomideki ülke aleyhine küçük bir dalgalanma oluyor...

İstikrarsızlığı hedefleyenlerin aktörlerine gelince gün oluyor, tetikçi oluyor, gün oluyor işadamı kimliğine bürünüyor, gün oluyor, bürokratik kimliğe bürünüyor, sendika, konfederasyon, dernek, oda kisvesi giyiyor...

Ekonomik kuvvetler oluyor, silahsız kuvvetler oluyor, silahlı kuvvetlerin kimliğine bürünüyor, yargı vesayetini şemsiye yapıyor... 

Siyasi kimliğe bürünerek garip benzetmeler yaparak çoğunluğun tahakkümü veya sivil darbe şeklindeki kerameti kendinden menkul nitelemelerle yapıyor...

Bunların herbirini her fırsat bulduğunda yapıyor ve yapmaya devam ediyor...

Korodaki sesi alabildiğince yükselterek tellallık yapıyor ve yangına körükle gidiyor...

İşin garip tarafı ne biliyor musunuz???

Bunu bu halka yapanlar; istikrarsızlığı istikrar olarak bize dayatırken bunu Türk Milleti Adına diyerek yapıyor...

Tetikçiler en basit silah olarak yumruk kullanırken, yumruğunu Türk Milletinin yumruğu diye nitelendirebiliyor...

Siluletini sevdiğimin Türkiyesi...
Karanlık koridorlarını sevdiğimin Türkiyesi...
Türk Milleti diyerek milleti ayağa düşürenlerini sevdiğimin Türkiyesi...

Her şey bir tarafa...

İstikrarını sevdiğimin Türkiye'si...

Hiç yorum yok: