![]() | Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Mehmet Seyfi Oktay, kendisine yönelik linç uygulaması yapıldığını ileri sürerek, “Tedavi edilmez hastalık derecesindeki bir husumetle karşı karşıyayım. Yargısız infaz yapılıyor” dedi. |
Oktay yaptığı yazılı açıklamada, hakkındaki soruşturmanın gizli evraklarının “fütursuzca” gazete manşetlerine ve televizyon ekranlarına taşındığını ifade etti. Kendisine karşı yürütülen linç hareketine bakanlığı döneminde de maruz kaldığını belirten Oktay, “Yaşamın doğal akışı içerisinde sürdürülen beşeri ilişkilerin anlam ve mahiyetini değiştirerek, kamuoyunu yönlendirmeye ve yanıltmaya yönelik bir kampanya oluşturulmaktadır. Kimselerle görüşmeden, Robinson gibi mi yaşamalıydım? Bana ulaşan bazı istemleri yedi kişiden oluşan HSYK’nın bir üyesine iletmekle yargı baskı altına mı alınmaktadır? Bir dost insanla, yargının göz bebeği olan bir yargıçla veya başkalarıyla konuşmak, birlikte yemek yemek ne zamandan beri suç oldu? Husumet ve düşmanlık duygularının ve duygulara dayalı olarak gerçekleştirilen saldırıların bir hududu ve ölçüsü olmaz mı?” dedi.
Yukarıda ki sözler bir haber içerisinde sabık Adalet Bakanı Seyfi Oktay'a ait...
HSYK'nın bir üyesine kendisine iletilen bir takım hakim ve savcılarını isimlerini iletmesi ve bunlarla ilgili tavassutta bulunmasının açığa çıkması üzerine kendisini savunurken sarfettiği sözler...
Ne kadar masum değil mi???
Ricacı olmuş bazıları için...
Ayrıca diyor ki 16 yıl önce bakanlık yaptım 10 yıl önce de aktif siyasetten çekildim...
Ama şahsi manevisi bir türlü elini eteğini tavassuttan çekememiş...
Sayın Bakanım olmaya devam etmiş...
Ağlama duvarı gibi ziyaretçisi hiç eksik olmamış...
Madem her şeyden elinizi eteğinizi çektiniz(!)....
O zaman insan demez mi??? Ben unumu eledim eleğimi astım, artık ben geçmişte kaldım!!!
Benim kapımı böyle şeyler için çalmayın...
Herkes hakkı ile geleceği yere gelsin diye???
Ricacı olmaya ve ekip işine devam...
Demek ki kendisinden sonra nice Adalet Bakanları gelmesine rağmen Bakanlık yapmaya devam etmiş...
Kim inanır ki "Yargısız infaz" çırpınışlarına???
Bana gelen istemleri HSYK'nın bir üyesine ilettim diyor...
Bu istemler neden sokaktaki vatandaşa gelmez ki???
Neden sıradan insanların istem için kapıları aşındırılmaz???
Demek ki herkes herkesi etkileyemez...
Siz ne derseniz deyin...
Eski bir siyasi olsanız da siyasi kimliğiniz olmasa sizin kapınız çalınır mı???
Sade vatandaş gibi davrandığınızı mı söylemeye çalışıyorsunuz???
Sizin ki yargı üzerinde vesayet olmuyor mu şimdi???
Yargıyı siyasallaştırmak olmuyor mu???
Ne kadar masum bir savunma!!!
Herkesler de inandı...
Piru pak bir durum!!!
Kimse size Robinson gibi ol demiyor ama nüfuzunu kullanarak yargıya müdahale etmenizi de istemiyor...
Nüfuzunuzu kullandığınız için bugün soruşturma kapsamındasınız Sayın Sabık Bakan...
Bunu unutmayın...
Yoksa 76 yaşına gelmiş bir insan neden durup dururken gözaltına alınır???
Üstelik gözaltı gerçekleşmeden önce evinden her yere giden bir insan gözaltı sonrası hastane odalarını hemen mesken tutar mı???
Bakın sağlığınız da bozuluverdi???
Yazık değil mi size???
Yargının gözbebeği(!) yargıçları rahat bırakın da işlerini yapsınlar!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder