28.12.2009

Bizde Bu İşler Böyle Olur Çelebi

07 ARALIK 2009 PAZARTESI

‘Köşe yazarları, siz ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur.’


Sayın Başbakan'ın bu sözü ülke gündeminde yeni bir tartışmanın alevlenmesine sebep oldu...

Bu söz akıldaneliğini seven gazeteci taifesinden bir zat-ı muhteremin bir köşe yazısında ülkemiz siyasetçilerine verdiği akıl kırpıntılarına cevaben söylenmiş bir söz olduğunu gösteriyor.

Sayın Başbakan cevap verme ihtiyacı hissetmiş besbelli...

Bir konuşmanın içerisinde kısa ve öz olarak bir cümle ile geçiştirilecek bir şey değil ama söz ağızdan çıkmış bir kere...

Kaldı ki bu cevabı başbakanın vermesi de gerekmezdi ama ne yaparsınız siyasi iradelere lojistik destek sağlayan yan mekanizmalar gereğini tam yerine getirmekten aciz kalıyor ve kendilerinin söylemeleri gereken sözleri başbakanın ağzından söyleterek gereksiz polemiklerin içine atıveriyorlar ülkeyi yönetenleri...

İş mi bu?

Evet iş işte şekilde görüldüğü gibi...

Sonra gelsin polemikler...

Kuyuya atılan taş misali...

Sahi kuyuya taşı kim atıyor???

Bunu araştırmak ayrı bir yazı ve polemik konusu olur geçelim...

Geçelim geçelim de geçilmeyecek şeyler var...

Bizde herkes herkesin işini herkesten daha iyi bilir...

Hele siyaseti siyesetçiden daha iyi bilenlerden geçilmez ortalık...

Onların başını da gazeteci taifesinin mütareke basını mahallesinde oturanlar çeker...

Vatan kurtaran semtinin beyaz kısmında otururlar halkın deyimiyle talkın verirler...

İbrikçibaşı bile ellerine su dökemez...

Tek Parti despotizminin hüküm sürdüğü yıllarda ellerindeki değnekler -kalem diyecektik dilimiz sürçtü- muhalif diye gözlerine kestirdiklerinin kafalarının üstünde gezinir dururdu...

Kılıç gibi kullanırlardı kalemlerini...

Şimdi devir değişti klavyeleri kullanmaya çalışıyorlar...

Hoş eskiden ses getiriyorlardı...

Hizaya çekmiyor da değillerdi...

Uzun uzun anlatmaya ne gerek var bilenler biliyor...

Yan da çoktu yandaş da...

Babıali-i tek parti döneminde iken kalemler başka yazardı...

Kalemlerden şak şak diye ses çıkardı...

Niye çünkü tek bir yerden emir alırlar, emirle yazar, emir ile demir keserlerdi...

Sesleri de emir aldıkları yerlere ulaştırır habercilikle, muhabirlikle muhbirliği birbirine karıştırırlar milletin ekmeğine kan doğrarlardı...

Bu kan doğrama işi en iyi yaptıkları iştir ve halen yapmaya devam ediyorlar...

Basının yargısız infazlarını kimse unutmuş değil ve unutmasın...

Bunlar güç bela yayınlatılan tekzip metinlerini bile ırzına geçtikten sonra yayınlarlar ve örneği çoktur...

Sesini duyuramayanlar ise kendi ateşi ile yanmaktan öteye gidemez... Atı alan Üsküdarı geçmiştir...

Babıali-i çok parti döneminde ise emir aldıkları mekanizmalar sistem dışına kaymaya başlayınca sistem dışına kayanlar suyun başında durmaya devam ettikleri için kimi zaman mahallenin yaramaz çocuğu gibi ortalığı karıştırdılar kimi zaman ise büyük abinin goygoycuları gibi ona elini sürme buna dokunma, herşeye burnunu sokma, sen bunları bilmezsin sana söylenenlerin dışına çıkma döverler ha şeklinde hizalama vazifesi üstlendiler...

Allah var yangına körükle gitmeyi pek sevdikleri için sahipleri ile beraber ülkenin yangın yerine dönmesinde katkıları unutulmaz...

Darbe dönemlerinde darbecilere en güçlü alkış kalem tutan bu ellere aittir... Öyleki kalemlerinden çıkan ses iki elin birbirini patlatırcasına çıkardığı sesten daha gür olmuştur...

Şimdilerde ise siyasette ve diğer camialardaki işbirlikçileri ile hadi daha ne duruyorsunuz ne yapacaksanız yapın ülke -pardon- rant elden gidiyor kıvamından ve zayıfladıkça bir işi beceremediniz eskiyi mumla aratıyorsunuz eliniz çok korkak olmuş kıvamına gelen bir haleti ruhiyeye bürünür bir hal aldılar...

Eski şaşaalı günleri mumla aramaktan korkuyorlar.... Ayaklar(!) baş oldu diyorlar...

Hem tek parti döneminde demir perde ülkesi olmamız hem de çok partili dönemde demir perde ülkesi gibi yönetilmeye devam etmemizdeki katkıları da unutulmaz...

Allah'tan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldı da yeryüzünde hükmünü sürdüren tek demir perde ülkesi olduğumuzun farkına vardık...

Vardık da ne oldu???

Yıllar içinde Babıali basını İkitelli Medyasına dönüştü ve üst perdeden kafaların üstünden eksik olmayan değnek ve kılıç gibi kesen kalemler gardları düşse de tokat gibi halkın ve siyasetçinin bu sefer ensesinde gezinmeye devam etti...

Lakin köprünün altından sürekli akan bir su var...

Çark eskisi gibi dönmüyor...

Artık herşey kolayına gizlenmiyor... Hiçbir şey eskisi gibi gizlenmiyor... Yanıltma ve yarma operasyonlarını ve zokaları kimse kolay kolay yutmuyor...

Ayan beyan halkın gözü önünde cereyan ediyor olaylar...

Bu durumda ne yapacaklar nasihat verecekler, akıl(!) verecekler, anlamsız tartışmaların içine çekecekler...

Polemik yapacaklar polemik...

Şu anda yaptıkları da polemik...

Polemik ile gündem oluşturuyorlar...

Ama haklarını vermek lazım bunu çok iyi yapıyorlar...

Bırakın bunu da yapsınlar ellerinde kullanabildikleri en iyi malzeme bu...

Gerçi bunların sağı solu belli olmaz....

Yüz oyun bilip de bazılarını saklayan güreşçi gibi yarın kalemlerine neyi dolayacakları belli olmaz...

İkitelliye malzeme sağlayan kaynak çok....

Eeee malzeme sağlayan malzemeci ne kadar çok olursa İkitelli Medyası da oyunu o kadar çok uzatır...

Ülke ekonomisini ayakta tutan vergiyi kaçırdı diye maliyecilerin haklarında rapor düzenleyip de işlem başlattıkları bir medyayı da içinde barındıran bir yapı ile karşı karşıyayız...

Sıradan insanlardan söz etmiyoruz...

Düşünsenize milletin gözünün içine baka baka yanıltma ve karartma operasyonları gırla gidiyor...

Kendileri bile inandırıcılıklarını yitirdiklerine inandıktan sonra kim inanır onlara...

Eğer farkına varmamışlarsa bu da iyi....

Eğer öyleyse aman inandırıcılıklarını kaybettiklerinin farkına varmasınlar...

Anneleri onların halen gazetecilik yaptığını sansın...

Kendileri de...

Hiç yorum yok: