28.12.2009

Ah Bu Silahkaran-ı Zabitan



mehmetnatik1@gmail.com

İçinde bulunduğumuz süreçte silahlı bürokrasinin tavrını anlayan var mı bilmem...

Genelkurmay Başkanının son yaptığı konuşmayı basın ve medya kuruluşlarında takip ettikten sonra son zamanlarda sık sık yaşandığı gibi tam isabet salvo atışlara müsait bir konuşma diye düşündüm...

Görünen köy kılavuz isteyecek değil ya...
Davet icabeti gerektirir...
Hele sofra cömertçe sergilenmişse misafiri çok olur...

Nitekim öyle de oldu...
Yanlış zamanda yanlış mekanda yanlış tespitler üzerine kurulu yanlış bir konuşma...
Bir şeylerin yanlış gittiğinin görülmesi için ne yapılması lazım???

Bugüne kadar yaşanan hadiselerde rol oynayanların bu rollerini hangi gerekçelerle oynadıklarını, zorlama yaklaşımlarla içinde bulundukları vasatı ne hale getirdiklerini görmeleri için ne yapmak lazım???

Adı suç teşkil eden organize işlere bulaşanların hangi kurumların içinde barındıklarına bakmaları için ne yapmak lazım???

Ergenekon nam davanın özünün darbe girişimi olduğunun açıkça dillendirildiği bir ortamda askerlerin isimlerinin geçmesi anormal bir durum değil?

Milletin işi gücü yok da organizasyon ve mizansenler kurgulayıp ona uygun suçlu profili mi çizecek?

Her işimiz bitti de bir bu mu kaldı???
Her rütbeden askerin adının karıştığı gayrı meşru bir yapılanma söz konusu...

Ortalığa saçılan bu kadar bilgi ve belge, silah ve mühimmat bir hayal ürünü mü?

Bu kadar bu bilgi ve belgeyi hazırladığı gerekçesiyle toparlanan, soruşturmaya tabi tutulan insanlar bir hayal ürününe mi kurban ediliyorlar???

Ne yani cinnet mustatili mi olduk???

Şimdiye kadar bir kabus mu yaşadık toplum olarak???
Bir rüya aleminde mi yaşıyoruz yani???
Birileri bizi kabus dolu uykudan uyandırsın o zaman...

Acı olan gerçek inkar politikası üzerine kurgulanmaya çalışılan yaşadıklarımızdır...
Kimse kendini kandırmasın...

Kimse TSK’ya karşı örgütlü asimetrik psikolojik savaş yürütmüyor...

Aksine kendi halkına ve ülkeyi meşru yollarla idare etmeye çalışanlara karşı asimetrik savaş yürüten ve kendi kurumlarını buna kalkan olarak kullananlar deşifre oldukları için bunlar yanlışlarının görmezden gelinmesi için mücadele ediyor ve mücadelelerine hem kurumlarını hem de idarecilerini alet ediyor...

Yaygara koparmaları bundandır...
Onların yanlışlarını görmezden gelen mış gibi davrananlar ve meseleyi sulandıranlar da onlara bu yanlışlarında ortak olduklarındandır...

TSK'nin üst düzey komutanları bunlara kafa yormayı denesin...
Bir akıl karışıklığıdır gidiyor sen sağ ben selamet...

Yanlışlara ortak olmasınlar...
İpliğini pazara çıkardılar diye bir deyim vardır ya...
Kurumun, kurumların ipliği pazara çıkarılmasın...

Kimsenin kurumla yani TSK ile işi yok...
Bunca yazılan çizilenin ve soruşturmalara zemin teşkil edenlerin kurum içinde yuvalanan yanlış davranış sergileyenler olduğu gerçeği görmezden gelinmesin...

Aleme nizamat vermeye kalkışanlar önce kendilerine nizamat versin...
Salvo atışı yapanlar da nokta atışı yapmayı denesin...

Hükümet de devlet erbabı da eli kalem tutanlarda, el hasılı kelam, savunanlar da sözünü direkt söylesin...
Tekrar etmekten bıkmasın...

Adı suça karışanların oyunlarına gelmesin...
Birileri üst düzey silahlı bürokratlara hedef TSK değil TSK içinde durumdan vazife çıkarmayı olağan hale getirenlerdiri iyi anlatsın...

Üst düzey silahlı bürokratlar da hedefin TSK olmadığını bildikleri halde öyleymiş gibi davranmanın normalleşme sürecine bir katkı sağlamayacağını ve asıl bu davranışın işleri daha da içinden çıkılmaz hale getireceği anlasın...
Herkes üstüne vazife olanı yapmayı bir denesin...

Hiç yorum yok: