MEHMET NATIK'IN İZLENİMLERİ
Bir arkadaşım var...
Şu anda ellili yaşlarda...
Askerlikle ilgili tek bir hatıra anlatılmasına bile tahammül edemez...
Askerliğini yapanların öyle ya da böyle mutlaka bir fotoğrafı vardır ama bu herifin tek bir kare fotoğrafı bile yok...
Bir tane varmış onu da yırtmış...
Nedenine gelince askerlikten bir kare dahi olsa fotoğrafının olmasını bile istememiş kendi deyimiyle...
Kendisi de hatıra olarak tek bir şey bile anlatmak istemez bir kaç şeyin dışında...
Hatıraların ve anıların olmadığından mı???
Hayır der öyle ya da böyle anlatacak bir şey var acı ya da tatlı ama anlatmak istemiyorum der...
Ama yine de binbaşıların aktör olduğu bir dörtleme var der ve sadece onu dile getirmekle yetinirdi...
Bugün dili çözüldü bir iki şey daha ilave ederek...
Askerliğine 1988 celbinde kısa dönem er olarak Amasya Er Yatağı Çavuş Talimgahta piyade olarak başlamış, usta birliğine Tatvan'a 6. Zırhlı Tugay'a Tankçı(!) olarak gitmiş...
Orada kantin görevlisi olarak askerliğini hitam erdirmiş...
Eline tek bir gün silah almamış ve tek atış dahi olsa kurşun sıkmamış...
Terör var ama o pek etkisini hissetmemiş...
Usta birliğine vardığının ikinci günü Bölük Komutanı binbaşının kendisine ettiği ana avrat sinkaflı küfürleri unutamıyor ve hala zoruna gidiyor...
Nasıl unutsun evli barklı adam... Çoluk çocuk sahibi, ana sahibi, herkes gibi...
Üç yıl sonra sivilde bu binbaşıyla karşılaşmış ama adama ettiği küfürlerin aynısıyla karşılık vermemek için yönünü değiştirmiş...
Her neyse ne de olsa okumuş yazmış adam, Ordu evi kantininde çalışmaya başlamış...
Pardon...
Askerlik hizmetinin ifasına burada devam etmiş...
Kantin ile İnzibat Komutanlığı yanyana imiş ve inzibat Komutanı binbaşı ile sık karşılaşmak zorunda kalırlarmış...
İnzibat Komutanı da kantine geldikleri ilk gün aynı tarz sinkaflı küfürlerle bu arkadaşa ve yanındaki diğerlerine hoş geldiniz demiş...
Bu da unutulmayanlar arasında yerini almış...
Bu kısa süre içinde değişen inzibat komutanın yerine gelen yeni komutan da binbaşı imiş ve zaman zaman ziyaret ettiği kantinde görev yapan askerlerle haliyle teşviki mesaide bulunurmuş...
Namaz kıldığını bildiği bu arkadaşa bu hal hatır sorarken kullandığı cümle "Naber Lan Allahsız Asker" olurmuş...
Arkadaş sinkaflı küfürler her neyse onu zoruma gitse de yutuyordum ama bu hitap tarzı çok farklıydı diyor...
Sonunda dayanamayıp bütün askerin baba bildiği Kantin Komutanı Binbaşıya konuyu aktarmış...
Kıdemi yüksek olan Kantin Komutanı diğer meslektaşını uyarmış ve inzibat komutanı bir daha bu ifadeyi ağzına almamış...
Arkadaşım kantine gelen subay astsubay eş ve çocuklarının kendilerine yaklaşım tarzlarını, zaman zaman kantine alışverişe gelen sivil giyimli sakallı ve bıyıklı muvazzaf subay oldukları her hallerinden belli olan askerleri, kendisine lan oğlum diye hitap eden okuldan yeni mezun tüyü daha bitmemiş kendisinden en az on yaş küçük astsubayı unutamıyor...
Zaman zaman çıktığı çarşı izninde rastladığı PTT binası ve diğer bazı binaların gözle görünür yerlerine yapıştırılmış olan ayetler ve hadislerin bol bol kullanıldığı Terör örgütünü kötülemeye(!) yönelik ilanları da unutamıyor...
Bir de malumunuz askerliğini yapıp da dayak yemeyene rastlanmazdı o zamanlar...
Mutlaka ve mutlaka dayak bir şekilde her Türk Askerinin nasibi arasında güzide yerini alırdı...
Bunu da herkes bilir ve ben dayak yemedim diye askerlik hatırası anlatanlara kimse itibar etmez ve hadi canım sen de derlerdi...
Bu arkadaş da son günlere kadar dayak yememiş ve en azından bunu hatıra olarak saklamayı hep aklının bir köşesinde tutarmış ama bu maalesef gerçekleşmemiş...
Zira sebebi tam olarak anlaşılamayan bir meseleden dolayı kantindeki askerler suçlanmış meğerse bu suçlama da en düzeyde gündeme gelmiş ve günlerden bir gün hışımla içeri giren Tugay Komutan Yardımcısı Yarbayın attığı tokat dayak yememe hatırasının yerine yediği tokat olarak hatıraları arasında yerini almış...
Ben askerlik yaptım ama dayak yemedim diye hayalini kurduğu basit hevesi kursağında kalmış...
Adını hatırlayamadığı Bölük astsubayının terhis olurken kendisine verdiği 6 günlük yol izni, onun iyi niyetli ve insani davranışları ve Kantin komutanı Kıdemli binbaşının baba tarzı onun unutulmayanları arasında...
Beraber terhis oldukları kısa dönem er Eskişehirli arkadaşının terhis sonrası kendisini arayarak kendisini tokatlayan Yarbayın taklidini yaparak kendisini gırgıra almasını hatırladıkça halen acı acı gülümsüyor...
Naber Lan Allahsız Asker???