Bugün Taraf Gazetesinden Alper Görmüş'ün makalesi ile Star Gazetesinden Taha Kıvanç'ın yazısı gazetecilik ahlakı üzerine idi genel olarak...
Her iki gazetecinin de bu husustaki hassasiyetleri bilenlerce malumdur...
Alper Görmüş ötekileştirme dememiş ama yargısız infaz sayılabilecek uygulamaları aslında beklemediğini ifade ettiği gazeteler çevresinden görünce haklı olarak sitem etmiş...
Yazının başlığı bile tek cümlelik bir müfreze ve çok şey anlatıyor... "B:ir Gazetecilik Zilleti: Gönüllü Dezenfermasyon"
Sözü çok uzatmayacağım...
Sitem ederken bir şeyi gözden kaçırıyor...
Neyi gözden kaçırıyor???
Bizde gazeteciliğin prematüre doğduğunu...
Besleme ve sahibinin sesi olma tarafının daha ağır bastığını...
Her devirde gerçekten gazetecilik yapmak isteyenler kendilerine alan bulmakta zorlandıkları için kolaya kaçanların ve ideolojik yanı ağır basanların ve adalet duygusundan ziyade güçlünün durumuna göre vaziyet alanların at koşturduğu bir alan olmuştur gazetecilik...
Sonraları malumunuz işadamı kılıklı tipler de piyasayı sarmış ve gazeteler sahibinin sesi silah haline dönüşerek halkın bilgilendirilmesinden ziyade belirli çevrelerin menfaatlerine hizmet aracına dönüşmüştür...
Bugün maalesef gerçek gazetecilik yapan gazeteler de gazeteciler de azdır...
Mütareke basınının mirasçısı olunca eldeki malzeme ancak bu kadar ürün verebilmiştir...
Söz uzar roman olur...
Bugün sağ kesim diye tabir edilen cenahtaki gazetecilerin görmezden gelme veya vurup geçmesinin altındaki neden biraz da budur...
Halbuki eski defterleri karıştırsanız en çok şikayet ettikleri hususdur bugün yaptıkları...
Diğer cenah farklı mı???
Al birini vur ötekine...
Biri diğerinden öğrendi bel altı vurmayı ve şimdi kolayına ve işine geldiği için; detaylı araştırmayı, adaleti, hakkı hukuku gözetmiyor...
Halbuki "Önce idamına, salbine sonra sem'ine" anlayışını eleştirenin yapması gereken haberin gerçekliğini iyi teyid ettikten sonra kaleme almasıdır...
Ama ne diyelim ki kumaş bu ülkede böyle biçilmiş...
Benim anlayışı adaletten duygusundan daha ağır basıyor her cenahta...
İğne çuvaldız meselesi
Alper Görmüş haklı sitemlerini dile getirmeye devam edecek diğerleri de her cenahtan hiç olmamış gibi aynı tavrı sürdürmeye devam edecek...
Acı ama gerçek; bizim güzide ülkemizin gazetecilik koridorlarında bu meslek böyle icra ediliyor...
Taha Kıvanç'ın yazdıklarında değindiklerinden işsizlik korkusu ve siyasilerin baskısına gelince; burada da lafı uzatmayalım...
Sayın Başbakan yapısı ve genel ahlaki tutumu gereği hiç kimsenin işine ve aşına kan doğramaz...
Bunun birebir şahidi olduğum uygulamaları var...
Ama çevresi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim...
Zira bizzat ve de şahsen Mehmet Natık daha önce yazdığı internet sitesinde şu anda kabinede olan bir siyasi ve şu an üst düzey olan bürokratın girişimleri ile yazdırılmaz olmuştur...
İlaveten ilgili sitenin genel koordinatörü işsiz kalmış ve ilgili sitenin adı ve sahipleri dahi değişmiştir...
Ayrıca bunun örnekleri her devirde mebzul miktarda vardır...
Taha Kıvanç'ın Fehmi Koru'su 25 yıl önce Zaman Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni iken benzer uygulamalara imza atmamış mıdır???
Bir kendisine sorun???
Ben kendisinin hafızasına güvenirim...
Beyninin mefluç hücrelerinde uykuya yatırmadıysa hatırladığı şeyler mutlaka olacaktır...
Zira oradan da kovulmuşluğumuz var...
Saygı ile...
Ayriyeten bu ülkede gazetecilik teknesi daha çok su kaldırır...
Hem nala hem de mıha vuranlar bu kadar çok iken...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder