"Hadi oradan! O Vali Yardımcısıysa ben de Cumhurbaşkanının oğluyum"
İçkili olduğu anlaşılan araç sürücüsü aracın arka koltuğundaki şahsın vali yardımcısı olduğunu ve yanındaki bayanın da Vali Yardımcısının bayan arkadaşı - Nataşa-olduğunu söyler. Anlaşıldığı kadarıyla onlar da alkollüdür. Bir Polisin Hatıra Defterinden (2) 29 / 04 / 2008 22:46
İlişkili Haberler
Bombalı saldırıda ölen Uğur Mumcu Suikasti'nin bilinmeyen yönü...
"Hadi oradan! O Vali Yardımcısıysa ben de Cumhurbaşkanının oğluyum"
Bir polisin Hatıra Defteri'nden.. (1)
“Hadi oradan! O Vali Yardımcısıysa ben de Cumhurbaşkanının oğluyum”
Bir önceki hikayemizde gülümseten bir hatıra aktarmıştık..Bu seferki de gülümseten ama acı acı gülümseten cinsinden…Aktarılan mesele lokal bir meseledir…Camiayı, şahısları ve ilgili kuruluşları tenzih ederiz…Makamlar o makamı doldurana şeref kazandırmaz…Makamı dolduran makama şeref kazandırır…Her şeye rağmen bazı yaşananların bilinmesi de ibret levhası olarak değerlendirilmelidir…İnsan merkezli olaylarda makam, mevki, eğitim, cehalet aranmaz…Makam sahibi olmak yanlış olan işi yapmak için makamı dolduran kişiye imtiyaz kazandırmaz…Aksine temsil makamındaki insanların bir işi de halka örnek olmak ve doğrulara sahip çıkarak insanları yanlıştan men etmek hususunda başkalarına örnek olmaktır…Hatalar ayrım yapmaz işleyen herkesi kapsar…Herkes durumuna göre kolay ve zor her şartta görev yapar…Bazılarının işi hiç de kolay değildir…Görevi icabı her türlü zorlukla karşılaşabilir…Görevi her halükarda yapmak öyle kolay değildir…
1990’lı yılların ikinci yarısı…İktidarda Refahyol Hükümeti var…Yer yine Marmara Bölgesi…
Polis telsizlerine bir anons gelir…Bir tır şoförü hatalı sollama yapan bir aracı ihbar etmektedir. Plakasını da bildirdiği araca çarpmamak için araç sürücüsü yoldan çıkmıştır…Kaza yapmamak için kendisi tehlikeye düşmüştür…
İstikamet bildirilir ve sivil ekip söz konusu aracı takibe alır ve bu arada ilerideki trafik kontrol noktasına aracın plakası bildirilir ve aracın durdurulması istenir… Aracı gören trafik polisi araca durması için işaret eder ve aracı durdurur.Bu esnada arkadan aracı takip eden sivil ekip durdurulan araca çapraz vaziyette park eder.Aracın kaçma ihtimali göz önüne alınarak yolu daraltacak şekilde durmak gerekmektedir.Hemen ardından ekipten birisi elinde akrep tabir edilen silahla aracı ve içindekileri görecek şekilde uygun pozisyon alır. Çünkü aracın içinde kimin olduğu bilinmiyordur. Terörist de, zanlı da, suçlu da herkes olabilir.Neyle karşılaşılacağı belli değildir…Trafik polisi ve sivil ekipten bir polisi durdurulan aracın şoför mahalline yaklaşırlar.Aracın arka koltuğunda pek de uygun olmayan vaziyette bir kadın ile bir erkek oturmaktadır...Şoför araçtan inmeden beklemektedir. Camı indirir ve kendisini tanıtır…Vilayet makam şoförüdür ve araç da Vali Yardımcısının emrindedir…İçkili olduğu anlaşılan araç sürücüsü aracın arka koltuğundaki şahsın vali yardımcısı olduğunu ve yanındaki bayanın da Vali Yardımcısının bayan arkadaşı olduğunu söyler…Anlaşıldığı kadarıyla onlar da alkollüdür. Ekip amiri arkadaşımız söze itibar etmez “Hadi oradan! O Vali Yardımcısıysa ben de Cumhurbaşkanının oğluyum” der ve kimlik ibraz edilmesini ister… Kaldı ki böyle bir yanlışın sahibinin makam sahibi olması olayın vahametini artırmaktan başka bir kapıya çıkmaz…Ne yani suç işlemenin ayrıcalığı mı var?Şoför askıdaki cekete arka koltukta oturan şahsın kimliğini çıkarmak için uzanırken bayanın yabancı uyruklu olduğunu söyler.Bunun üzerine onun da pasaportu talep edilir, kadın da pasaportunu uzatır. Şahıs gerçekten vali yardımcısıdır ve yanındaki bayan da Rus uyruklu bir turisttir. Ortada bir sıkıntı vardır… Araç resmi makam aracıdır ve içinde yabancı uyruklu bir kadın bulunmaktadır; suç teşkili, şoför dâhil herkes alkollü suç teşkili, mesai saatinin dışında eğer resmi bir görev yoksa ki öyle görünüyor; resmi makam aracı il merkezi dışında suç teşkili…Sivil ekibin, "Sayın Valim bu şekilde yola devam edemezsiniz. Bayanın araçtan inmesi gerek, onu oteline bıraktıralım, sizi de uygun görürseniz ekipten bir arkadaşla gideceğiniz yere ulaştıralım" derŞahıs “Ben… Vali Yardımcısı Falanım…” der ve itirazlarını üst perdeden tehdit edici sözlerle sürdürerek “Bu araçtan bir karınca dahi indiremezsin ” der…Ekip Amiri sivil polis ısrar eder… Vali yardımcısı da ısrar eder…İşin rengi değişmiştir. Olay farklı bir mecraya taşınmıştır…Bu gibi konularla ilgili üstelik Başbakanlığın yayınladığı bir de genelge vardır…
“Sayın Valim bu yaptığınız doğru mu sizce? Bir kaza olsa? Kime ne anlatırız? Üstelik yanınızda olmaması gerek yabancı bir bayan ve sizin engellemek zorunda olduğunuz bir işi siz yapıyorsunuz… Ayrıca hatalı sollama yapmışsınız… Hakkınızda şikâyet var” der…Vali Yardımcısı “Hatalı sollamayı ben yapmadım ya… O şoförün sorunu” der…“Efendim işlem yapmak zorundayız. Şoför hatalı sollamayı yapmıştır ama içinde siz de varsınız…” der. Alkolün etkisi ile uzlaşmaz bir tavır sergileyen Vali Yardımcısı ekibin işini zorlaştırmaktadır.Ekiptekiler tam olarak nasıl bir ikna yolu takip edeceklerini kestiremezler. Ama bu durum boyun eğecekleri anlamına gelmemektedir. Bu arada ekip amiri İlçe Emniyet Müdürünü arar ve durumu kısaca özetler…Emniyet Müdürünün talimatı kesindir. Araç ve içindekiler merkeze getirilecekler…Ekipten birisi şoför mahalline geçer ve araç ilçe emniyet müdürlüğünün önüne getirilir.Emniyet müdürü aşağıda beklemektedir.Emniyet Müdürü feleğin çemberinden geçmiş birisidir… Eşi ve çocuğu alkollü araç kullanma neticesi meydana gelen bir trafik kazasında vefat etmiştir ve bu tür bir olayın sonucunu yaşayarak öğrenmiş birisidir… Normalde sıradan bir vatandaşa uygulanan prosedürün hatayı yapanın kendi amirleri olmasıyla uygulanmaması söz konusu değildir.Kaldı ki bu tür durumlara zaten kesinlikle tahammülü yoktur…Vali yardımcısı makama davet edilir, yabancı uyruklu kadın da şoförle beraber bina içerisinde uygun bir yerde bekletilir…Bu arada şikâyetçi olan tır şoförünün de gittiği istikamette ekipler tarafından durdurularak ifadesinin alınması temin edilir…Konu önemine binaen hiyerarşi aşılarak İlçe Emniyet Müdürü tarafından Vali’ye aktarılır…Vali Bey Vali Yardımcısını telefona ister.Telefonun diğer tarafında Vali konuştukça Yardımcının yüzü renkten renge girmektedir…“Sayın Valim bir hata yaptım bir daha olmaz” der ama Valinin tavrı nettir…Sonrası bizce meçhul ama ilgili taraflarca malum…
mehmetnatik1@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder